İstanbul’un kalabalık sokakları arasında, belki de gözlerden kaçan ancak derin manalar barındıran bir köşe: Eminönü. Bu semt, sadece tarihi dokusuyla değil, aynı zamanda yaşamın tüm renklerini barındıran bir mozaik gibi çeşitlilikleriyle de ilgi çekici bir yer. Dünyanın en önemli limanlarından birine sahip olan Eminönü, hiç kuşkusuz İstanbul’un en canlı noktalarından biri.
Tarihi Antik Bizans’a kadar uzanan semt, hem ulaşım ağlarının hem de ticaretin merkezi olduğu için yüzlerce yıldır önemini koruyor. Tarihi Yarımada içinde, Haliç’in tam kıyısında yer alan Eminönü, yaklaşık 33 mahalleden oluşuyor. Semt içinde dini anıtlardan hanlara, çarşılardan hamamlara kadar pek çok eser barındırıyor. Dünyanın ilk alışveriş merkezlerinden biri olan Kapalı Çarşı, muhteşem Sirkeci Garı, görkemli Yeni Camii ve rengarenk Mısır Çarşısı ile dikkat çeken Eminönü, her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.
Eminönü Gezilecek Yerler
Burada her an, her köşe başında farklı bir hikaye gizli. Tarihin izleri, Galata Köprüsü’nün altından akan Haliç’i, Mısır Çarşısı’nın rengarenk tezgâhlarını ve Yeni Cami’nin muhteşem siluetini süsler. Ancak Eminönü’nün gerçek değeri, sadece bu tarihi yapılarla sınırlı değil; burada her dönemden insanın ve kültürün izlerini bulabilirsiniz.
Eminönü, her biri kendi öyküsüyle sokakları süsleyen bir derya gibi, her ziyaretçisine kucak açar ve onlara unutulmaz anılarla dolu bir deneyim sunar. Bu semtin sadece mimari güzellikleri değil, aynı zamanda içinde taşıdığı ruh da insanı büyüler. O yüzdendir ki her sokakta farklı dilden turistlerle karşılaşırsınız.
1 .Yeni Cami
Eminönü deyince ilk akla gelen yapılardan biri olan Yeni Cami, Osmanlı Dönemi’nden kalma önemli eserlerden. Yapımına 1597’de Sultan III. Murad’ın eşi Safiye Sultan’ın emriyle başlanan cami, 1665’te IV. Mehmed’in annesi Turhan Hatice Sultan’ın yardımlarıyla tamamlandı. Rodos’tan getirilen taşlarla inşa edilen Yeni Cami’nin içine bir süre sonra külliye, kütüphane, türbe ve çeşmeler de eklendi. Halk arasında Valide Sultan Camii adıyla da bilinen cami, İstanbul’un görülmesi gereken yerleri arasında yer alıyor.
2. Mısır Çarşısı
Osmanlı kent dokusuna ait bir yapı olan Mısır Çarşısı, İstanbul’daki en renkli noktalardan biri. Yapıldığı dönemde Yeni Cami Külliyesi’nin bir parçası olarak inşa edilen Mısır Çarşısı, hem Doğu’dan hem Batı’dan gelen ürünlerin toplandığı önemli bir merkez.
Gaziantep’in meşhur Bakırcılar Çarşısı ile şaşırtıcı benzerlik içeren Mısır Çarşısı, baharatçılardan aktarlara, kuyumculardan hediyelik eşyalara kadar çok sayıda farklı dükkana ev sahipliği yapan çarşı şehrin gezilecek en keyifli noktalarından. Siz de Eminönü’ndeki Mısır Çarşısında farklı bir deneyim yaşamak isterseniz Gaziantep İstanbul uçak bileti alıp yola koyulabilirsiniz.
3. Kapalıçarşı
İstanbul’un en turistik noktası olan Kapalı Çarşı, dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biri. Fatih Sultan Mehmed tarafından 1460’da inşa ettirilen çarşı, 65 sokağa yayılan bir alanda bulunuyor. Farklı ürünlerle ilgili 4 bine yakın dükkanı ve atölyesiyle hizmet veren Kapalı Çarşı, 500 yıldır önemli bir ticaret merkezi olma özelliğini koruyor. Türk el sanatlarının en güzel örneklerinden, ipek ve deri ürünlere, oyuncaktan kıyafete kadar pek çok şeyi bulabileceğiniz çarşı, bugün hala dünyanın en fazla ziyaret edilen mekanları arasında yer alıyor.
4. Tahtakale
Eminönü Mercan Yokuşu ve Hasırlar Caddesi arasında kalan Tahtakale, Mısır Çarşısı‘nın güneybatısında yer alıyor. Bizans Dönemi’nden bugüne kadar önemli bir ticaret bölgesi olan semt, adını Arapça kale altı anlamına gelen tahte’l kal’a sözcüğünden alıyor. Parfüm, elektronik eşya, süs malzemeleri, mutfak gereçleri gibi eşyaları bulabileceğiniz birbirinden renkli dükkanlarıyla Tahtakale, İstanbul’da alışveriş için en keyifli adreslerden biri.
5. Rüstem Paşa Camii
Osmanlı’dan kalma önemli camilerden biri olan Rüstem Paşa Camii, Eminönü Hasırcılar Çarşısı içinde yer alıyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Rüstem Paşa için Mimar Sinan’a yaptırılmış olan cami, özellikle İznik Çinileri ile oldukça dikkat çekiyor.
6. Türkiye İş bankası Müzesi
Türkiye İş Bankası Müzesi, Cumhuriyet Dönemi’nin ilk ulusal bankası Türkiye İş Bankası tarafından 2005’te kuruldu. İş Bankası’nın kuruluşundan günümüze kadar geçen zamanda biriktirilen çeşitli objeler, filmler, belgeler ve fotoğraflardan oluşan müze Osmanlı Dönemi’nde Postahane-i Amire (İstanbul Postanesi) olarak kullanılan binada yer alıyor. İş Bankası Resim Koleksiyonu’nda yer alan özel bazı örneklerin de sergilendiği müze resmi tatiller ve pazartesi günleri dışında her gün ziyaret edilebiliyor.
7. Dördüncü Vakıf Han
İstanbul’un en gösterişli yapılarından biri olan 4. Vakıf Han, 1911’de mimar Kemaleddin Bey tarafından tasarlandı. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait bir büro olan yapı, I. Dünya Savaşı nedeniyle uzun yıllar tamamlanamadı. 20. yüzyılın son yıllarında, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ve bankacılarına ev sahipliği yapan 4. Vakıf Han, 2000 yılında mahkeme olarak kullanılmak üzere boşaltıldı. Bir firmaya kiralanmasının ardından yenilenen yapı, 2006 yılından beri ‘Legacy Ottoman’ adlı beş yıldızlı bir otel olarak hizmet vermeye devam ediyor.
8. Büyük Postane
Eminönü’ndeki en dikkat çekici yapılardan biri olan Büyük Postane, Mısır Çarşısı’nın ilerisinde Büyük Postane Caddesi üzerinde konumlanıyor. Türkiye‘nin en büyük postane binası olarak bilinen yapı, ünlü mimar Vedat Tek tarafından 1904-1909 yılları arasında inşa edildi. Önceleri Posta ve Telgraf Nezareti olarak tasarlanan yapı, sonra bir postaneye dönüştürüldü. Günümüzde İstanbul Avrupa Yakası PTT Başmüdürlüğü olarak hizmet veren binanın içinde ülkenin iletişim ve telekomünikasyon tarihiyle ilgili olarak açılan PTT Müzesi de bulunuyor.
9. Hocapaşa Sokak
İstanbul’da mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri olan Hocapaşa Sokağı, size şehirdeki en güzel yeme-içme alternatiflerini sunuyor. Büyük Postane Caddesi bitiminde yer alan sokak birbirinden güzel lokantaları ve restoranlarıyla dikkat çekiyor. Türkiye’deki yerel lezzetlerin en güzel örneklerini bulabileceğiniz Hocapaşa Sokağı, her gün yerli yabancı pek çok kişi tarafından ziyaret ediliyor.
10. Sirkeci Tren Garı
II. Abdülhamit Dönemi’nde yapılan Sirkeci Garı, Osmanlı’dan kalma en önemli eserlerden biri. Tasarımı Alman mimar August Jachmund tarafından yapılan binanın inşası, 1890 yılında tamamlandı. Özellikle Orient (Şark) Ekpresi ile Avrupa’dan İstanbul’a gelen yolculara hizmet vermek amacıyla tasarlanan Sirkeci Garı, Devlet Demiryolları’nın İstanbul’daki iki ana istasyonundan biri oldu. Muhteşem tasarımı ve rengarenk vitraylarıyla dikkat çeken garın içinde garla ilgili eşyalar, Osmanlı Dönemi’ne ait haritalar, belgeler ve Orient Ekspresi’ne ait malzemelerin bulunduğu İstanbul Demiryolu Müzesi de bulunuyor.
İstanbul’un en görülesi yerlerinden biri olan Eminönü Doğu’yu ve Batı’yı bir araya getiren etkileyici yapısı, zengin tarihi, muhteşem yapıları ve rengarenk dükkanlarıyla ziyaret edilmeyi bekliyor!