Nebatilerin, dağların arasında kalan derin vadilerde kurduğu Petra, gül kurusuna çalan rengi nedeniyle Rose City olarak anılıyor. Tiyatro, tapınak, ev ve kral mezarlarının kumtaşı kayalıklarına, Doğu ve Helenistik mimarinin harmanlandığı bir estetikle oyulduğu 2 bin 200 yıllık antik kent, sadece Ürdün’ün değil en önemli miraslarından biri.
Grekçe bir kelime olan ‘Petra’ büyük kaya anlamına geliyor. Arabistan’dan buraya gelen göçebe topluluk Nebatilerin kurduğu şehir, Mezopotamya, Yemen ile Akdeniz arasında işleyen kara ticareti yolunun bir zamanlar en önemli anahtarıydı. Petra, Antik Yunan ve Roma uygarlıklarıyla çağdaş̧. O yüzden her iki kültürün mimarisinden ve sanatından fazlasıyla etkilenmiş. Petra’yı gezerken görülecek eserlerin ön cephelerindeki işçilik insanı hayran bıraktıracak türden.
Şehrin ilk kuruluş amacı tam olarak bilinmiyor. Nebatiler, Fırat Nehri’nden Kızıldeniz’e kadar uzanan, Suriye ve Arabistan arasındaki vahalardaki yaşayan Güney Ürdünlü, Kenanlı ve kuzey Arabistanlı Araplar olarak biliyoruz. Nebatilerin, Romalıların korkusuyla bu vadiye yerleştikleri söyleniyor.
Ürdün Arab Çölünün bir ucunda bulunan 2200 yıllık antik kent Petra, Arabistan, Mısır, Suriye, Hindistan Yunan ve Roma’yı birbirine bağlayan önemli bir ticaret kavşağıydı. Muhteşem tepelerin kıvrımlarının ortasında saklanan bu eşsiz alan 1812’de İsviçre gezgini Johann Ludwig Burckhardt tarafından yeniden keşfedilene kadar Avrupalılar tarafından bilinmiyordu.
Kayıtlara göre milattan önce dördüncü yüzyılda tüm Mezopotamya’yı tehdit eden Persler’den kaçan Nebatiler, ulaşılması çok zor olan Musa Vadisi’ne sığınırlar. Çöl düzlüğünün ve uçsuz bucaksızlığının içinde yer yer kayalara oyulmuş, aralarına dolanmış, üzerlerine çıkmış taştan bir antik şehir inşa ederler. Ölü Deniz’in 80 kilometre güneyinde, Arap Çölü’nün kenarındaki bu antik şehrin; anfi tiyatrosu, tapınakları, sarayları ve mezarları vardı. Öyle ki bunların tamamı kaya bloklarının oyulması suretiyle inşa edilmişti.
Arabistan’dan buraya gelen göçebe topluluk Nebatilerin kurduğu şehir, Mezopotamya, Yemen ile Akdeniz arasında işleyen kara ticareti yolunun bir anahtarı gibiydi. MÖ 400 ile MS 106 yılları arasında burada muhteşem Petra kentini kurdular ve onu krallığının merkezi yaptılar. Ticaret kavşak noktasını elinde tutan Nebatiler çok zengin ve nüfuzlu hale geldiler.
Petra Antik Kenti hikayesi
Ürdün Arab Çölünün bir ucunda yer alan Petra Antik Kenti, Arabistan, Mısır, Suriye, Hindistan Yunan ve Roma’yı birbirine bağlayan önemli bir ticaret kavşağıydı. Şehrin ilk kuruluş amacı tam olarak bilinmiyor. Nebatilerin, MÖ 4. yüzyılda tüm Mezopotamya’yı tehdit eden Persler’den kaçan Nebatiler’in bu vadiye yerleştikleri söyleniyor. Nebatiler, Fırat Nehri’nden Kızıldeniz’e kadar uzanan, Suriye ve Arabistan arasındaki vahalardaki yaşayan Güney Ürdünlü, Kenanlı ve kuzey Arabistanlı Araplar olarak biliniyor.
Şehir Kral IV. Aretas’ın (MÖ 9-MS 40) imparatorluğu Nabataean’ın muhteşem başkenti oldu. Petra, Mezopotamya, Yemen ile Akdeniz arasında işleyen kara ticareti yolunun bir anahtarı gibiydi. Ticaret kavşak noktasını elinde tutan Nebatiler çok zengin ve nüfuzlu hale geldiler. Putperestlikleri ile bilinen Nebatiler tanrıları için dev tapınaklar inşa ettiler.
Petra MS. 106 yılında Roma İmparatorluğuna katıldı. Bu bölgeye Hıristiyanlık 4. yüzyılda geldi. Müslümanlar ise 7. yüzyılda geldiler. On ikinci yüzyılda ise, kısa bir süre Haçlıların egemenliğine girdi. MS 400 yıllarından sonra deprem ve ekonomik sıkıntılardan dolayı gözden düştü ve zaman içerisinde unutulup gitti.
1812’de Petra’nın görkemine tanıklık eden ve onu tüm dünyaya duyuran İsviçreli gezgin Johann Burckhardt tarafından tekrar keşfedilinceye kadar sadece göçebe Arapların bildiği unutulmuş̧, 1400 yıllık bir kayıp şehirdi.
1985’de UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edildi. Dünyanın Yeni Yedi Harikasından biri olarak da seçilen Petra, Ürdün’ün en tanınan sembollerinden birisi. Günde 5 binden fazla turistin ziyaret ettiği antik kent, tek başına Ürdün’ün turizm gelirlerinin yüzde 82’sini oluşturuyor.
Petra Nerede
Ürdün’ün Lut Gölü (Dead Sea) ve Akabe Körfezi arasında kalan Petra, Wadi Musa şehrinde yer alıyor. Kızıldeniz kıyısındaki Akabe şehrine 128, başkent Amman’a ise 246 km uzaklıkta. Lut Gölü ise sadece 80 km uzaklıkta.
Petra Amman’ın 200 km’den daha az güneyinde bulunuyor. Umman’dan Akabe’ye giderken yol üzerinde Petra’ya uğramak da mümkün ve günü birlik şeklinde bir gezi de yapabilirsiniz ama emin olun çok şey kaçıracaksınız. Buraya geldiğinizde Petra’nın 1 saat kadar güneyinde bulunan çöl vadisi Wadi Rum’da konaklamayı da turunuza eklemelisiniz.
Petra Arkeolojik Parkı bilet fiyatları
Petra, dünyanın en ünlü arkeolojik alanlardan birisi. Günübirlik gezi ile Ürdün’e gelip, sadece Petra ziyareti yapacaklar için Petra bilet fiyatı 90 JD (127 USD).
Turist veya Cruise gemisi ile gelenler için 1 gün geçerli Petra bilet fiyatı 50 JD (70 USD); 2 gün ziyaret etmek isteyenler 55 JD; 3 gün için ise 60 JD ödemek gerekiyor. Bilet almak için pasaport bulundurmak gerekiyor. 15 yaş altındaki çocuklar ücretsiz. Öğrenci indirimi yapılmıyor. Kredi kartı kullanılmıyor. Rehberle gezmek isteyenler buradan rehber ayarlayabilir.