Fas Afrika kıtasının kuzeybatı ucunda, Cebeli Tarık Boğazı’na hâkim stratejik konuma sahip bir ülke. İlk yerleşimin milattan önce 8000’li yıllara dek uzandığı Fas toprakları, kendine has dokusu ve egzotik kültürüyle, İslam coğrafyasının en batıdaki ülkesi. Tüm dünyanın Mağrip ismiyle tanıdığı Fas, çok kültürlü ve etnik çeşitliliğiyle hem bir Afrika hem de bir Akdeniz ülkesi.
Fas Gezilecek Yerler
Fas, Atlantik Okyanusu’dan başlayarak, Akdeniz‘e kadar uzanan sahil şeridi, Atlas Dağları ve Sahra Çölü ile muhteşem bir coğrafyaya sahip olan Fas; batı etkisinde şekillenmiş eşsiz doğu sentezine sahip. Bu egzotik atmosferi ile filmlere sahne olan Fas’ın gezilecek yerleri yalnızca mavi boyalı evleri, Endülüs Bahçeleri ve dünyanın en büyük camisi olarak kabul edilen 2. Hasan Camii’nden ibaret değil.
1. Marakeş
Marakeş, Fas’ın gözbebeği. Bölgeye has doğal kırmızı taşlardan inşa edilen tarihi dokuları nedeniyle Kırmızı Şehir olarak adlandırılan Marakeş, Atlas Dağları’nın eteklerinde, ülkesinin hem otantik ve tarihi hem de modern ve gelişmiş yönünü temsil ediyor. Afrika, Arap, Berberi ve Avrupa kültürlerinin harmanlandığı, Fransız aksanlı bir oryantal şehir olan Marakeş, samimi yerlilerinin sıcak ve muzip misafirperverliği, masal gibi gizli sığınakları, rengarenk sokakları ile ziyaretçilerini büyülüyor.
Fas’ın en büyüleyici doğa manzaralarına sahip olan Marakeş, surların içinde bulunan eski şehir Medina, Fransız kolonisi döneminde inşa edilmeye başlanan yeni şehir Gueliz, Palmerie, Kasbah, Hivernage, Route de L’Ourika bölgelerinden oluşuyor. Şehrin yeni gelişen diğer bölgeleri olan Kasbah, Hivernage ve Route de L’Ourika restoranlar ve kulüpleri barındırıyor. Marakeş’in palmiye ağaçları ile dolu yemyeşil ve verimli bölgesi olan Palmerie’de yer alan Amanyana, Angsana gibi resort otellerinde şehrin keşmekeşinden uzaklaşıp hamam, spa ve masaj keyfi yapmak, golf oynamak ve de Atlas Dağlarına nazır öğle yemekleri yemek mümkün.
Medina
Medina, duvarlarla çevrili bir alanda yer alan Marakeş’in eski şehri. Dolambaçlı daracık sokakların, biri diğerine benzemeyen dönemeçlerin, sonu gözükmeyen geçitlerin, çıkmaz sokakların oluşturduğu gerçek bir labirent. Medina’yı çevreleyen ve şehri yabancı akınlarına karşı korumak üzere on ikinci yüzyılda yapılmış on dokuz kilometrelik duvarlarda ihtişamlı kapılar yer alıyor. Kızıl, pembe, turuncu duvarların arasında döne döne ilerleyen sokaklarda karşınıza çeşit çeşit desenli ve süslemeli muazzam ahşap kapılar çıkıyor. Bab Agnaou Geçidi ise, bölgeye girişi sağlayan on dokuz geçidin en ünlüsü. Kapısı at nalı şeklini andıran geçidin, görkemli üst kısmı, iç içe geçmiş üç yuvarlak dairesel şekilden oluşuyor.
Jemaa El Fna Meydanı
Jemaa El Fna Meydanı, Medina’nın içinde “souk” denen Pazar yerlerinin hemen altında yer alıyor. UNESCO tarafından koruma altına alınan meydan, gündüz ve gece apayrı hayatlar barındırıyor. Başlı başına bir karnaval olan Jemaa El-Fna, asırlardan beri Marakeşlilerin sosyalleşme, haberleşme, eğlenme, yeme içme merkezi. Müzisyenler, sihirbazlar, akrobatlar, travesti dansçılar, falcı kadınlar, yılan, kartal ve maymun oynatıcıları, şifalı ot satıcıları, sokak bahisçileri akıl almaz gösteriler yapıyor.
MarakeşPazarları
MarakeşPazarları “souk” olarak adlandırılıyor. Dünyanın en büyük sokak çarşı alanı olan pazar yeri souk’lar, otantik ve büyüleyici bir alışveriş deneyimi vadediyor. Antika eşyalar, rengârenk kaftanlar, renkli cam ürünleri, halı ve kilimler, göz alıcı mücevherler başı çekiyor. Fas’a özgü nane çayı karışımları, baharatlar, el yapımı çanak ve çömlekler, özel Fas çaydanlıkları ve evinize Fas’ın mistik havasını taşıyacak sanat eserleri de oldukça güzeller.
Kutubiye Camii
Kutubiye Camii, Marakeş’in sembol yapılarından. Marakeş’in en büyük camisi olan ve kentin her yerinden görünen Kutubiye, minaresiyle Avrupa’daki birçok kilise kulesi tasarımına ilham vermiş. Geleneksel Fas mimarisi stilinde kırmızı taşlar kullanılarak inşa edilen Kutubiye, 17 koridordan ve 112 kolondan oluşan binlerce Müslüman’ın aynı anda ibadet etmesine olanak tanıyan dev bir dini mekân.
Majorelle Bahçeleri
Majorelle Bahçeleri Marakeş’in Gueliz bölgesinde yer alıyor. 1920’lerde Fransız santçılar Louis ve Jacques Majorelle’nin bir yandan atölye stüdyolarına diğer yandan da geniş bitki koleksiyonunu ev sahipliği yapmak amaçlı tasarlanan Majorelle Bahçeleri, daha sonra Pierre Bergé ve Yves Saint Laurent tarafından alınarak restore edilmiş. Boy boy bambuşlar, kaktüsler ve palmiyeler, nilüferler ile bezenmiş havuzlar, mavinin birçok farklı göz alıcı tonunda vazolar, kanalları ve çeşmeler arasında yürürken büyüleniyorsunuz. Diğer yandan, Majorelle Bahçeleri’nin içerisinde, İslam Eserleri Müzesi bulunuyor. Müzede, Saint-Laurent’in kişisel koleksiyonundan Kuzey Afrika kumaşları, Majorelle’e ait olan seramik, takı ve resim gibi parçalar yer alıyor.
2. Fes
Fes, ülkenin üçüncü büyük şehri ve aynı zamanda Rabat’tan önceki başkenti. Fas’ın en otantik şehirlerinden biri olan Fes’in, birçok medeniyete ve farklı kültürlere ev sahipliği yapmasının yanında, ülkenin diğer şehirlerine göre yoğun geleneksel ve dini yapısıyla ziyaretçilerine spritüel bir dünyanın kapılarını da aralıyor. Fes, yeni şehir Ville Nouvelle, Yeni Fes Fes el Cedid ve eski şehir bölgesi olan Fes el Bali’den oluşuyor. Kentin surlarla çevrili tarihi bölgesi olan Fes el Bali, 1981’den bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor. Şehir daracık sokakları, geleneksel yöntemle derilerin boyandığı atölyeleri, tarihi yapılarıyla turistleri ağırlıyor. Araç trafiğine kapalı bölgede eşek ve motosiklet trafiği en az insan trafiği kadar yoğun. Chouara Tabakhaneleri Fes’in tüm dünyada tanınmasını sağlayan bölümü. Aktif şekilde ham deri işlenen atölyeleri izleyebilir ve güzel fotoğraf kareleri alabilirsiniz. Fes’te yer alan ve on binleri bulan labirent gibi sokakları keşfetmek için vakit ayırın. İki kişinin bile yan yana geçmekte zorlandığı sokaklarda bitmeyen hareket baş döndürücü bir deneyim!
Çok kültürlülüğün etkisiyle şekillenen Fes mimarisi, ahşap işlemeli cami ve yapıları; köşeli ve bol süslemeli yapılan minareleriyle hayranlık uyandırıcı. Şehirde neredeyse her yerden görülebilen Seyid Ahmed Ticani Camii’nin minaresi göz alıcı bir güzelliğe sahip. Karavayyin Camii ve Üniversitesi de bu muazzam güzellikteki yapılardan biri. Atarine Medresesi ve Çarşısı, Andalous Camii, Bou Anaia Medresesi, Molla İdris Zaviyesi, Kissara Çarşısı, Nejariıe Meydanı, bakır ve süs eşyaların yapıldığı zanaatkarlar çarşısı Fes’te gezilmesi gereken yerlerden.
3. Rabat
Rabat, Fas’ın Fransız sömürgesi olduğu dönemde, kurulan başkenti. Ülkenin diğer şehirlerine oranla en temiz yerleşimi olan Rabat, Burgrag Nehri’nin kenarında, modern bir şehir. Nehrin karşı tarafında bulunan Sala kenti ile komşu olan Rabat’ın Muhammed V Bulvarı ise Fas’ın en temiz caddesi. Başkent Rabat, siyaset ve diplomasinin merkezi olmanın verdiği ciddiyetle sokak ve caddelerinden, yerleşim alanlarına kadar diğer Fas kentlerinden farklı bir atmosfere sahip. Diğer yandan birçok müze, sanat galerisi ve tarihi esere de ev sahipliği yapıyor.
Bağımsız Fas’ın ilk kralı 5. Muhammed V Anıt Kabri; Rabat Arkeoloji Müzesi ve Fas genelindeki yirmi biri olan Rabat Kraliyet Sarayı Rabat’ta görülmesi gereken diğer yerlerden.
Hasan Kulesi
Hasan Kulesi, Rabat’ta görülecek yerler arasında ilk sırada yer alıyor. On ikinci yüzyıl yapısı olan ve dünyanın en büyük minaresi olmak üzere yapılmaya başlanıp yarıda kalan Hasan Kulesi yani Le Tour Hassan; aynı zamanda Rabat’ın simgesi. Sultan El Mansur’un İslam dünyasının en büyük camiini yaptırmak için yola çıktığı yapı, 86 metrelik minaresinin bugün 44 metresi ayakta kalmış. Avludaki sembolik mermer kolonlar ise, hiç yapılamayan camiyi temsil ediyor. Eğer cami bitirilebilseydi, Endülüs’teki Kurtuba Cami, Marakeş’teki Kutubiye Cami ve Hasan Kulesi aynı siyasi iktidar ve aynı mimar tarafından yapılan yapılar olacakmış.
Kasbah des Oudaias
Kasbah des Oudaias, Rabat’ta kale duvarlarının arkasında keyifli bir yaşamın sürdüğü, mavi beyaz boyalı, kapı önlerindeki begonvillerle bezeli evleri ve daracık sokaklarıyla masalsı bir bölge. İlk olarak devasa kapılı surlardan geçerek yemyeşil avlusu ile müzesini ziyaret edip içerilere doğru yürüyün. Kalenin köşesinden döndüğünüzde beyaz ve maviye boyanmış sokaklara uzanıyorsunuz. Labirent gibi sokaklardan geçerek muhteşem deniz manzaralı çay bahçesine ulaştığınızda, Fas’ın meşhur nane çayı ile tatlı alarak Hassan Kulesi’ni uzaktan izliyor ve okyanus kokusunu içinize dolduruyorsunuz.
Chellah Harabeleri
Chellah Harabeleri, Rabat’ta tarihi Roma dönemine dek uzanan tarihi Chellah şehrinin kalıntılarını görebileceğiniz antik kent. Chellah’ta on dördüncü yüzyıl kalıntıları arasında ayakta duran minare ve çevredeki ağaçlar yüzlerce leyleğin yuvası durumunda. Hamam ve mozaikleri ile dikkat çeken nekropolün karşısı ise hükümet bölgesi. Kraliyet Sarayı ve bakanlık binaları bu bölgede yer alıyor.
Medina
Rabat’ın eski şehir Medina bölgesi ise, Fas’ın diğer şehirlerindekilerden biraz farklı. Yolların daha geniş, binalarının daha yeni olduğu bölge, diğer şehirlerin Medina’larına kıyasla antik atmosferinden bir derece daha uzak.
4. Kazablanka
Kazablanka, Fas’ın dünyaya açılan liman kenti. Atlas Okyanusu kıyısında bulunan Kazablanka, geniş kumsalları ve modern şehir anlayışı ile Fas’ın en önemli turistik merkezlerinden biri ve kentin okyanus kıyısında sahil uzunluğu yaklaşık üç kilometre. Beyaz ev anlamına gelen Kazablanka, aynı zamanda Fas’ın en büyük şehri. Şehir günümüzde Fransız etkilerinin hâkim olduğu, Arap-Endülüs, Art Nouveau ve Art Deco gibi farklı akımların dokusuyla işlenmiş bir mimariye sahip. Casablanca filmi ile ismini dünyaya duyuran şehir, ülkenin tüm şehirlerinde olduğu gibi, iki ayrı şehir bölgesine sahip. Eski şehir bölgesi olan Medina, ülkenin diğer şehirlerinde olduğu gibi, sur içinde toplanmış dükkanlardan oluşuyor.
Hasan II Camii
Hasan II Camii, şehrin en önemli sembolü. Bu görkemli yapı Fas Kralı İkinci Hasan’a ithafen 1993’te yapılmış. Atlantik Okyanusu kıyısında yer alan, devasa ve büyüleyici bir yapı olan cami, 25 bin kişilik kapalı alan kapasitesi ile Kâbe’den sonra ikinci sırada geliyor. Önündeki devasa meydanla beraber 105 bin kişinin aynı anda namaz kılabileceği şekilde tasarlanan caminin minaresi 210 metrelik yüksekliğiyle yeryüzündeki en yüksek minare olma unvanına sahip. Dünyanın beşinci büyük camisi olan yapının mimarı ise, Fransız Michel Pinseau.
Kordon Boyu ve Ain Diab Sahili
Kordon Boyu, Kazablanka’nın özellikle de geceleri, plaja nazır kulüpleri, havalı otelleri, barları ve kafeleriyle en popüler bölgesi. Güneşin batmaya yakın saatlerinde dolmaya başlayan kafeleri ve hareketlenen “Corniche” ismi verilen uzun sahil şeridi, kısa sürede en kalabalık anlarını yaşıyor. Güneşin batışını seyretmek için Kazablanka’nın en güzel noktası olan bölgede, okyanus boyunca pek çok plaj da yer alıyor. Kentin en lüks semti olan; villaları, Amerikan tarzı evleri, eğlence ve gece hayatıyla öne çıkan Ain Daib ise, Ain Diab Plajı’na ev sahipliği yapıyor. Ain Diab aynı zamanda, Kazablanka’nın en ünlü plajı.
5. Meknes
Meknes, Fas’ın Cezayir sınırına yakınlarında, on yedinci yüzyılda Molla İsmail tarafından kurulan bir kent. Fas’ın kuzeyinde yere alan kent, başkent Rabat’dan 130 kilometre ve Fes’e de 60 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Ülkenin turistik şehirlerinden ziyade yerel yaşamı daha iyi gözlemleyebileceğiniz bir kent olan Meknes, ismini Berberi kabilesi Miknasalardan almış.
Yaklaşık kırk kilometrelik surlarla çevrili olan Meknes’in eski şehir bölgesi, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunuyor. Meknes gezilecek yerlerinin başında gelen ve kentin en önemli simgesi olan Mansur Kapısı, Meknes’e altın çağını yaşatan Molla İsmail’in emriyle yapılmış. Muvahhitlere özgü süslemelerle bezeli olan kapı, günümüzde sanat galerisi olarak kullanılıyor. Ayrıca, Mansur Kapısı, sarayların bulunduğu alanın girişi. Kapının hemen karşısında ise, El Hedim Meydanı yer alıyor. Molla İsmail Türbesi ise meydana yakın. Darü’l Beyza Kalesi, Dar Cemai Sarayı ve Musevi Mahallesi kentin gezilecek yerleri arasında. Dünyanın en büyük yapay havuzu olduğu söylenen Agdal Havuzu ise görülmeye değer.
Meknes’te, bunların haricinde Ebu İnani’ye Medresesi, Büyük Cami, Nejjarine Cami, Bab El Khemis, Bab Berdaine, Yeraltı Hapishanesi Cara, Kraliyet Golf Kulübü, Koubat Al Khayatin ve şehrin yakınındaki antik Roma yerleşimi olan Volublis da Meknes’te gezebileceğiniz yerlerden.
6. Tanca
Tanca, Fas’ın kuzeyinde bulunan bir liman şehri. Kuzeybatı Afrika’da, Cebelitarık kıyısında yer alan kent, doğusundaki Akdeniz’i batısındaki Atlas Okyanusu ile buluşturuyor. Fas’ın bağımsızlığını kazandığı 1956’ya dek stratejik konumu ve liman oluşu nedeniyle uyuşturucu, kaçakçılık ve casusluk trafiğinin kavşağı olmuşsa da, günümüzde turistik özellikleriyle öne çıkıyor. Pek çok Türk’ün de yaşadığı Tanca’dan Cebelitarık Boğazı’ndan vapurla geçerek İspanya’nın Algaciras şehrine ulaşılabiliyor.
Adını, Berberi Tanrıçası olan Tingis’den alan Tanca’da Müslüman, Hristiyan, Musevi ve pek çok farklı ülkeden gelen göçmenlerin oluşturduğu topluluk yirminci yüzyılda sanatçıları ve ressamları da etkilemiş. Diğer yandan Tanca, çekilen pek çok sinema filmine ev sahipliği yaparak popüler kültüründe bir parçası konumunda. Son olarak Leonardo Di Caprio’nun baş rolünü oynadığı Inception ve James Bond serisinin bazı bölümleri bu filmler arasında. Tanca, her yıl müzik, film ve tiyatro festivallerine ev sahipliği yapıyor.
Pasteur Bulvarı, Tanca’nın sömürge dönemi mahallelerinde pastörizasyondan uzak bir serüvene çıkmak için ideal nokta. Art Nouveau ve Art Deco mimari üsluplarındaki yapıların sıralandığı caddede pek çok kafe, butik, banka, tablo gibi deniz manzaraları görebileceğiniz açık alan bulunuyor. Medina bölgesinde, tarihi çarşının labirenti andıran uzun koridorlarında yürümek bacak gücü, kaybolmadan alışveriş yapmak ise yön sezgisi gerektiriyor. Her koridor elişi ürünlerin satıldığı küçük tezgâhlarla dolu. Tanca Kalesi çevresindeki dükkânlarda çağdaş Fas tasarımcılarının ürünleri satılıyor.
Atlas okyanusu ile Akdeniz’in buluştuğu Cebel-i Tarık boğazına kurulan Cape Spartel Deniz Feneri’nden havanın uygun olduğu zamanlarda okyanusun öte yakasındaki İspanya görülebiliyor. Suların aşındırmasıyla doğal olarak oluşan ve adını yarı insan yarı tanrı olan mitoloji kahramanı Herkül’den alan Herkül Mağarası’nın özelliği Afrika haritası şeklinde olan bir mağara ağzına sahip oluşu.
7. Sahra Çölü Turu, Ait Ben Haddou ve Merzougaa
Fas gezisinin en heyecanlı kısmı şüphesiz Sahra Çölü’nde develerle yapacağınız turlar. Fas’ın muazzam coğrafyasını keşfe çıkmak için en güzel deneyim çölü develerle geçmek. Deve ile çölü geçerken, çöle kadar olan birçok farklı köyü de ziyaret ediyor ve gece çölde kamp yapıyorsunuz. Develere bindiğinizde önünüzde uçsuz bucaksız görünen bir çöl ve gökyüzünde parlayan yıldızlardan başka bir şey olmuyor. Sahra Çölü’nde gün doğumuna şahit olmak, incecik çöl kumları üzerinde yıldızları izlemek ve kum tepelerinde safari yapmak hayatınız boyunca unutamayacağınız anlar arasına eklenecek.
Dünyanın en büyük çöllerinden biri olan ve dokuz milyon kilometrelik alanı kapsayan Sahra Çölü’nde bu deneyimi yaşamak için Fas’ın güney doğusuna Merzougaa’ya doğru gitmeniz gerekiyor. Zamanınız sınırlıysa yolu daha kısa olan Zagora’yı tercih edebilirsiniz. Quarzazate’de veya Erfoud’da aracınızı bırakarak deveyle yola devam edip çölün ortasında kamp kuruyorsunuz.
Yolunuzun üzerindeki bir Berberi köyü olan Ait Ben Haddou, Hollywood’un Gladyatör, Mumya, Game of Thrones gibi dev bütçeli pek çok dizi ve filminin çekildiği yer. Ait Ben Haddou’nun tarihi sokaklarında yürürken zamanda bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Yalnızca Ait Ben Haddou’yu görmek isterseniz, Marakeş’ten araç kiralayarak bol virajlı fakat çok etkileyici dağ yollarını kullanabilirsiniz.
Merzougaa’ya ulaştığınızda ise Erg Chebbi’deki uçsuz bucaksız dev kızıl kum tepelerinde safari yapmak muazzam bir deneyim olacak.
8. Chefchaouen
Chefchaouen, Fas’ın kuzeybatısındaki Rif Dağları’nın eteklerinde yer alan küçük fakat oldukça etkileyici bir kasaba. Chefchaouen’nin bu derece ünlü olması ise hiç şüphesiz, tüm kasabanın yerlerden duvarlarına dek mavinin her tonuyla boyalı oluşu. Daracık labirent gibi, neredeyse tek kişinin geçebileceği sokaklarında, evler, binalar, kaldırımlar ve hatta taksilere kadar her şey mavi!
Anlamı Arapçada iki boynuz anlamına gelen ve dağların arasında bir kasaba olan Chefchaouen’in eski şehir bölgesi Medina, sur duvarları içerisinde yer alıyor. Bölgenin kalbi olan Uta El- Hammam Meydanı’nda ise, kafeler ve hediyelik eşya dükkanları yer alıyor. Ayrıca sabah ve akşamları duvarları dışından kadınların gelip elde çamaşır yıkadıkları bir açık hava çamaşırhanesi mevcut burada.
Büyüleyici ve masalsı bir güzelliği olan Chefchaouen, Tanca’ya yakın oluşu nedeniyle turistlerin her daim bulunduğu bir yerleşim olsa da konaklama bakımından henüz fazla seçeneğe sahip değil. Diğer yandan Marakeş başta olmak üzere diğer turistik kentlerden çok daha uygun fiyatlı hediyelikleri, souk’larında bulmak mümkün. Chefchaouen’e ayrıca, Fes şehir merkezinden araç kiralayarak yaklaşık dört saatlik bir seyahatle de ulaşabilirsiniz.
9. Essaouira
Essaouira, Fas’ın UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan kentlerinden biri. Fas’ın diğer turistik kentlerine göre daha sakin bir yer olan kent, Marakeş’ten yaklaşık iki buçuk saatlik uzaklıkta. Avrupalıların, özellikle de Fransızların okyanusun dev dalgalarında sörf yapmaya geldiği Essaouira’nın sevimli balıkçı tekneleri ve okyanus kenarındaki plaja bakan balıkçıları, Fas’ın farklı bir yüzünü yansıtıyor.
Şehrin girişinde sizi okyanus kenarındaki lüks oteller karşılıyor. Eski şehir merkezi olan Medina’nın Portekizlilerden kalma surlarında halen toplar bulunuyor. Kentin en belirleyici özelliği ise Gnawa Dünya Müzikleri Festivali. Her yıl haziran ayında düzenlenen ve bir hafta süren festival için kente pek çok Avrupalı turist geliyor.
Argan yağı ve keçileriyle meşhur olan Essaouira’nın surların çevrelediği eski kent merkezinde camiler, saraylar ve dar sokaklardaki küçük el işçiliği atölyeleri bulunuyor. Okyanus kıyısında ise modern kafe ve restoranlarda, dalgalı okyanusun beyaz köpüklerine karşı keyif yapabilirsiniz. Bir yanda Fas kültürünün gelenek ve göreneklerini yaşayacağınız Essaouira aynı zamanda, Bob Marley’in sık sık ziyaret ettiği bir yer olmasıyla da ünlü.
10. Yukarı Atlas Dağları
Yukarı Atlas Dağları, Fas’tan Cezayir ve Tunus’a Atlas Okyanusu’na dik uzanan, en yüksek kısmı 4 bin metrenin üzerinde on zirveyle Fas’ta kalan bir silsile. Fas’ın üçte ikisini kaplayan Atlas Dağları, her yıl binlerce dağcı ve doğaseveri kendine çekiyor. 400 kilometreyi bulan uzunluğuyla Fas, Cezayir ve Tunus’tan geçen dağ silsilesinin en yüksek zirvesi, 4167 metrelik doruğuyla Fas’ın güneyindeki Jebel Toubkal Zirvesi. Afrika’nın kuzeybatısıyla Sahra Çölü arasında bir duvar gibi yükselen dağların yarıya yakını orman, fundalık ve tarım arazisiyle kaplı muhteşem bir manzaraya sahip.
Yukarı Atlas Dağları’nı keşfe çıkmak ise, Fas’ın en güzel ve etkileyici rotalarından. Asni, İmlil gibi Berberi Köyleri’nin çevrelediği dağların kuzeyinde kalan ovalarla, Sahra Çölü’nün arasındaki bölgede bulunmak, her seviyeden trekking yapan doğa severi çok etkiliyor. Bölge özellikle outdoor sporları yapanlar için hazine değerinde, dört mevsim nefes kesen manzaralar sunuyor. Marakeş’te bu bölgeye ve dağlara tur düzenleyen, rehberlik hizmeti sunan acenteler ve malzeme satan mağazalar bulunuyor.
11. Agadir
Agadir, Fas’ın Atlas Okyanusu kıyısında, Atlas Dağları’nın yakınında bulunuyor. Eğer denize girerek tatil yapmak isterseniz, Agadir’deki beş yıldızlı süper tatil köyleri ve otelleri ile dünyaca ünlü. Agadir’in eski kent merkezi sahili kartal yuvası gibi yukarıdan gören bir tepe üzerine kuruluyken, 1960’ta büyük bir deprem geçirerek tüm şehir yıkılmış. Yeniden ve modern bir şekilde inşa edilen kentin sakin ve huzurlu atmosferi ile yumuşak iklimi Avrupalıları buraya çekiyor. Zira Agadir çok rahat, modern bir tatil kenti.
Fas Afrika kıtasının incisi. Ne kadar gezilse eksik kalacak bu masalsı ülke, kültürel ve etnik çeşitliliğiyle benzersiz olduğu gibi Atlas Dağları, Sahra Çölü ve Atlas Okyanusu ile de büyüleyici bir doğa harikası. Üstelik Fas vizesiz ülkeler arasında.