Ege Bölgesi, sahip olduğu antik kentler, kıyı şeridi boyunca uzanan kumsallar, ziyaretçi akınına uğrayan doğal güzellikleriyle ülkemizin en çok ilgi gören bölgesi. Adını dahi belki de hiç duymadığımız sakin, dingin ve güzel köyleriyle tatil ve keşif rotasına girmeyi hak eden çok güzel Ege köyleri var. Henüz kalabalıkların akınına uğramamış yerlerde, bir çınar ağacının gölgesinde çayınızı yudumlamaya gidin. Keşfedilmeyi bekleyen saklı köyleri yaz rotanıza ekleyin.

Görmeniz Gereken Ege Köyleri

Birgi, İzmir

ege köyleri

Beylikler Dönemi’nde İzmir ve Aydın’ın da içerisinde bulunduğu Aydınoğulları Beyliği’ne başkentlik yapan Birgi, İzmir’in Ödemiş ilçesine 10 km uzaklıkta yer alıyor. Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örneklerinin bulunduğu Birgi sokakları, SİT kararları nedeniyle yapılaşmaya teslim olmamış. Bu yüzden eski doku büyük oranda korunmuş.

Birgi’nin en önemli sembolleri arasında bulunan Aydınoğlu Mehmet Bey Camii (Ulu Cami), 1312 yılında yaptırılmış. Birçok caminin aksine minaresi ön sağ köşede bulunan caminin üzerinde bir de antik aslan heykeli yer alıyor. Mimarlık şaheseri olarak adlandırılan Çakırağa Konağı da Birgi’de gezilecek yerler arasında. 1700’lü yılların sonunda inşa edilen konak ahşap yapısı ve barok süslemeleriyle etkileyici bir güzellikte.

Adatepe, Çanakkale

Adatepe Köyü, Çanakkale‘nin Ayvacık ilçesi, Küçükkuyu beldesi sınırlarında. Ege Denizi’nin doğu kıyısında, İda Dağı’nın batı yamacında, Edremit Körfezi’nin kuzey ucunda bulunan köy, İlyada Destanı’nda Gargaros olarak adı geçen bölgede kurulu. Yüzyıllardır yerleşik yaşamın aralıksız olarak devam ettiği köy Truva, Leleg, Midilli, Pers, Atina, Roma, Selçuklu ve Osmanlı egemenliğinin izlerini taşıyor. Sessiz, sakin, huzurlu bir ortam, mis gibi, bol oksijenli hava, zeytin ve zeytinyağı, nefis mekanlar ve butik oteller Adatepe Köyü’nde zaman geçirmek için başlıca nedenler arasında.

Şirince, İzmir

Efsanevi dönemde kendini dağlara vuran 40 kişi tarafından kurulduğu söylenen Şirince, Kırkınca, Çirkince gibi isimlerle anılmış. İzmir’in Selçuk ilçesine 8 km uzaklıkta bulunan bu köy, Maya takvimine göre 21 Aralık 2012 tarihinde kopması beklenen kıyamette güvenli bölge olması nedeniyle tüm dünyada gündeme gelmişti. Meyveli şarapları, Safranbolu evlerini andıran yapıları, taze meyveleri ve köy dokusu bozulmamış sokakları ile Şirince, şehir stresi ve koşturmasından kaçarak sığınılabilecek bir özellik taşıyor. Restorasyon çalışmaları sürdürülen 2 kilisenin bulunduğu köy, haftasonu kahvaltıları, akşam yemekleri ve konsept pansiyonları ile oldukça popüler.

Akyaka, Muğla

en guzel ege köyleri

Yakın geçmişe kadar gözlerden uzak bir balıkçı kasabası olan Akyaka, Muğla’nın Ula ilçesine bağlı önemli bir turizm merkezi. 1980’lerden itibaren artan ilgiyle birlikte çok sayıda yazlık ev, pansiyon ve otelin yapıldığı Akyaka’da tek tip mimari zorunluluğu doğal görünümün korunmasını sağlamış. Bitişik yapılaşmanın olmadığı, Ula’nın eski evlerinin örnek alındığı mimari anlayış ile ahşap işlemeli, Muğla bacalı iki katlı evler ortaya çıkmış.

Sırtını yemyeşil ormana, eteklerini ise masmavi denize yaslayan Akyaka, Türkiye’nin sakin şehir (Cittaslow) ağı üyeleri arasında. Gökova Körfezi boyunca sıralanan plajları ve akvaryum özelliği taşıyan Azmak Çayı, Akyaka’nın en güzel noktalarından. Birbirinden güzel konakların otel ve pansiyon hizmeti verdiği Akyaka, deniz, kum, güneş tatilinin yanı sıra çevresindeki antik kentler ile kültür turizmi için de uygun.

Çamlık, İzmir

gezilecek ege köyleri

Türkiye’nin ilk demiryolu hattı olan İzmir-Aydın güzergahı üzerinde yer alan Çamlık, Buharlı Lokomotif Açık Hava Müzesi ile önemli bir durak. Selçuk’a 7 km uzaklıkta Çamlık’ta bulunan müzede Alman, İngiliz, Fransız, Amerikan, İsveç ve Çekoslovak yapımı 30 buharlı lokomotif ile yolcu vagonları, su ve motorin tankları sergileniyor.

1936 yılında beyaz trenle Çamlık’a gelen Atatürk’ün anısına hazırlanan bir vagon, Atatürk fotoğrafları ile birlikte müzede ziyaretçilerini ağırlıyor. 160 dönümlük arazide kurulu olan Açıkhava müzesi Türkiye’de tek, Avrupa’da ise alanında sayılı müzeler arasında gösteriliyor.

Eski Doğanbey Köyü, Aydın

ege köyleri

Geçmişi MÖ 7. yüzyıla dayanan Doğanbey Köyü, 1924 yılına kadar Rumların yaşam alanıymış. Mübadele ile nüfus yapısı değişen köye yerleşen Türkler, köyü terk edip 2 km kadar güneye yerleşince, eski ve yeni olmak üzere iki ayrı Doğanbey köyü ortaya çıkmış.

Aydın, Söke’de, Büyük Menderes Deltası’nın manzarasına hakim bir tepede kurulu olan Eski Doğanbey Köyü, Dilek Yarımadası’nın güney ucunda ve Milli Park sınırlarındaki tek yerleşim olma özelliğini taşıyor. Günümüzde Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerden gelenlerin sessiz ve sakin bir yaşam sürdüğü köy, restore edilen taş evleri ve sokaklarıyla görülmeye değer.

Eskihisar, Muğla

gorulecek ege köyleri

Tarihi MÖ 270’li yıllara kadar uzanan Eskihisar Köyü, Muğla’nın Yatağan ilçesi sınırlarında bulunuyor. Helenistik dönemde bölgenin en önemli antik kentleri arasında yer alan Stratonikeia Antik Kenti’nin üzerine kurulan Eskihisar, 1956 yılında yaşanan depremin ardından boşaltılmış.

Osmanlı sivil mimarisini yansıtan evler arasında, taş döşeli yollarda yürüyerek gezilebilen, ender antik şehirlerden biri olan Stratonikeia’da kazı çalışmaları devam ediyor. Terk edilen köy ile iç içe geçen antik kalıntılardan bouleuterion, tiyatro ve gymnasion hala ayakta. Antik kentin girişinde, çınar ağacının yanı başındaki kahvehane, soluklanmak için ideal.

Gevenes Köyü (Çaybükü), Muğla

Belen Kahvesi

Ormancı Türküsü’ne konu olan Belen Kahvesi’nin bulunduğu Gevenes Köyü, Muğla’nın Menteşe ilçesine 23 km uzaklıkta yer alıyor. Günümüzde resmi adı Çaybükü olan köy, 1946 yılında Ormancı türküsünün bestelenmesine neden olan olayın yaşandığı Belen Kahvesi ile tanınıyor.

Belediye tarafından işletilen Belen Kahvesi’nde, geçmişi yansıtan tek odalık bir etnografya sergisi bulunuyor. Sergide fotoğraflar ve olayı yansıtan mankenleri görmek, sürekli yayın yapan Ormancı türküsünü dinlemek mümkün. Geniş bir ovaya bakan kahvede oturup Türk kahvesinin tadına bakıp, hemen ardından kahve girişinde köylü kadınların açtığı sergilerden alışveriş yapabilirsiniz.

Bozüyük Köyü, Muğla

Bozuyuk Köyü Mugla

Baba Ocağı, Dondurmam Gaymak, Düriye’nin Güğümleri, Ümmü’nün Türküsü, Dabbe, Sürgün İnek ve son olarak Güzel Köylü dizisinin çekildiği Bozüyük Köyü, dizi ve filmlerin etkisi ile birlikte ziyaretçi akınına uğrayan yerler arasında. Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı köyün meydanında 800 yıllık anıt bir çınar ağacı da bulunuyor.

Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferi sırasında askerleri için han, hamam ve cami kurdurduğu köyde, restorasyonu tamamlanan Hacı Şükrü Evi butik otel olarak hizmet veriyor. Özellikle hafta sonları ilginin arttığı köy sokaklarında güzel fotoğraf kareleri yakalamak mümkün.

Yeşilyurt, Çanakkale

Yeşilyurt Köyü

Çanakkale‘nin güneyindeki Ayvacık ilçesi sınırlarında bulunan Yeşilyurt Köyü, Yunan mitolojisinde sıkça bahsi geçen Kaz Dağı’nın eteklerinde kurulu. Mitolojide İda olarak geçen Kaz Dağı, farklı öyküleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken bir bölge.

Afrodit, Hera ve Athena’nın katıldığı ilk güzellik yarışmasının yapıldığı Kaz Dağı, Yunan mitolojisinin en önemli figürü Zeus’un da doğduğu yer olarak biliniyor. Aşk tanrıçası Afrodit’in ilk kez aşık olduğu coğrafya, Yunan tanrılarının Truva Savaşı’nı izledikleri noktaya da sahip.

Antik çağlardan Osmanlı’ya kadar farklı medeniyetlerin izlerinin görüldüğü Ege Bölgesi, çok sayıda antik kent, görülecek ve gezilecek köye sahip. Gezmeyi, keşfetmeyi ve farklı bir tatil planı düşünenler için oldukça elverişli destinasyonlara sahip bölgede, her birinin ayrı hikayesi ve geçmişi olan bu köyler, farklı bir deneyim için ziyaretçilerini bekliyor. “Bu listede mutlaka yer almalı” dediğiniz yerleri yoruma eklemeyi unutmayın.

54 YORUMLAR

  1. Birde köyceğiz yuvarlakçay var orada kahvaltı pahabiçilemez ya bunları söylüyoruz ama suriyeliler ele geçirmesin oraları şirinceyi kayaköyü

  2. 1.2.3.6.7.8. Nolu köyleri gördüm doğanın ege ye armağanı bu köyler. Özellikle içinde bulunduğumuz bahar aylarında hafta sonu gidilip bolca vakit gecirilmesi gereken yerler. Baharı doyasıya, derin derin içinize çekip hissedin.

  3. 8 köyun hepside herkesin bildiği TV programlarinin artık bıktırdigi yerler. Ege de daha keşfedilmemis bir çok yer var. Maalesef medya reklamını yaptığı ve ticari menfaatleri olduğu tur şirketlerinin destinasyonlarini bozuk plak gibi yayınlayıp insanları gezmekten sogutuyorlar. Örnek Hürriyet seyahate kimsenin gitmediği bir yeri 6 haftalik seyahatini yazdım gönderdim. Sudan bahanelerle yayınlamadı. Aynı yazıyı bir seyahat bloğuna gönderdim aylarca en beğenilen yazılar kategorisinde en ustlerde kaldı.

    • “Herkesin bildiği” cümlesi yanlış. Bugün nerdeyse 80 milyon insana bir anket yapsanız %80’i Şirince’yi duymamış, duymuşsa da nerde olduğunu bilmiyordur. Hatta Egelilere bile bu köyleri sorun kendiniz, kaçı nerdedir, hangi ilimize bağlıdır veya kaçı gitmiştir kendiniz öğrenebilirsiniz. Gezi programlarında gösterilmesi (sizin deyiminizle reklam(!)) tekrar tekrar paylaşılması bir bozukluğu değil bilakis bir emeğin daha çok insana ulaşması ve bu güzelliklerin keşfedilmesi için insanlara ilham verilmesi ve yol gösterilmesi anlamına gelir.

      Kendinizin entellektüel seviyenizi tüm Türkiye ile kıyaslamayın. Hürriyet ile olan ilişkiniz ise sizi ilgilendirir, bizi değil ve örnek teşkil edemez.

  4. Bence bu listede Antalya Kaş-Kalkan’da yer alan İslamlar Köyü de olmalı. Tarihi yapıları, magaraları, alabalık restaurantları ve 300 yıldan fazladır değirmenleri ile İslamlar köyü keşfedilmeyi bekliyor.

  5. Yahu bunların saklılığı mı kalmış. hepsi öylesine turistik yerler oldu ki, sokakta normal ilişki kurma imkanı kalmamış. Gerçekten saklı köy bulursanız haber verin lütfen 🙂

    • Türkiye genelini düşündüğünüzde bu köylerin birçoğunu bilmeyen önemli bir kesim olduğunu düşünüyorum. Sesli düşünelim isterseniz; 8 köyün 8’ine giden ya da 8’ini bilen kaç kişi var sizce?

    • Kozbeyli eski evleriyle ilgi çekici ama alması gereken çok yol var daha. Otopark sorunu, mekanların kalitesi. Eski evlerin tadilatı…

  6. Ege’de her yer çok güzel, gezmekle bitmez. Mesela Tahta Kuşlar çok güzel bir yer. Oradaki müze harika. Burhaniye’ye gelmeden bir yer.

  7. Listenizi incelediğimde Şirince ve Akyaka dışındakileri görmemişim. Sizlerin paylaşımlarınızın dışında pek çok gezgini daha takip ediyorum ve faydasını görüyorum. Hepimizin hem ülkemizi hem dünyayı bilmesi mümkün değil, bu konuda son yıllarda daha bilinçli olduğumuzda bir gerçek. Yazın Malta’ya gidişimizde katkınız büyük. Teşekkürler ediyorum.

  8. Sizi severek takip ediyorum, yazılarınızın pek çoğunu beğeniyorum, elinize emeğinize sağlık öncelikle. Ancak pr çalışmaları çerçevesinde parası ödenerek sipariş edilmiş bu tür yazılar için ne yazık ki aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Sponsorlukla yazdırılmış, fikirlerin yönlendirildiği, gezginin samimi düşüncelerinin yer alamadığı yazıları gerçekçi bulmuyor ve kendim için kaynak olarak görmüyorum. Bir tur firmasının programına alınmış yer nasıl “saklı” olabilir? Zaten yeterince tanınmış bu yerler, turlar nedeniyle daha hızlı bozulacak, kimliğini kaybedecek.

    • Herhangi bir para ödemesi yok. Bizzat bu köyleri gezip gelen Ekibimden birisinin yazısı ve kendi fotoğrafları. Tur firması böyle bir rota hazırlayıp gezdiriyorsa ne güzel işte. Birbiriyle ne güzel örtüşmüş oluyor. Sizin için değil ama bir çokları için bu yerlerin adı ve nerede oldukları dahi bilinmiyor. Sadece kendi bakış açınızla değil 250,000 kişinin bakış açısıyla bakmanızı rica ediyorum.

    • Siz de işiniz gereği ve bir gezi yazarı olarak haklısınız tabii. Ancak seyahatlerimde gezdiğim pek çok köyün, köylükten çıkmış olduğunu gördüğümden beri çok sevdiğim gezi programlarını, gezi yazılarını sorgular oldum. Herkes bakir kalmış, gizli yerler, bozulmamış kasabalar arıyor ama bunları keşfedip paylaştıkça tüketmiyor muyuz? Bazı yerler belki tanıtılmamalı, sadece yolu düşenler bilmeli. Neyse, seyahat felsefesine girmeyeyim, yeri değil zira 🙂 size çalışmalarınızda başarılar, keyifle takip etmekteyiz.

    • Şirince hariç hiçbir yeri duymadım. Eminim siz de benim adım gibi bildiğim yerleri duymamışsınızdır. Blog yazılarını çok faydalı buluyorum.

    • Bengi Hanım biraz haksızlık ediyorsunuz gibi geldi bana. Zira yazılan yazı Ege’de görülmesi gereken köyleri içeriyor. bu yerlere bir tur şirketinin program yapması niçin sizi rahatsız ediyor. Bu tip yerler fakirlik içinde kıvranırken ekoturizmle kalkınabilir. Biraz olumlu düşünmek lazım bence.

  9. Gayet lalettayin, liste olsun diye hazırlanmış bir liste. Birgi, Şirince, Eski Doğanbey, Bozüyük, Akyaka zaten ziyaretçi akınına uğrayan, öyle gizlisi saklısı kalmamış yerler.

    • Şu sayfanın takipçilerinin %5’i dahi Eski Doğanbey’e adımını atmamıştır ve nerede olduğunu bilmez. Bizim biliyor olmamız, gidip görmüş olmamız 80 milyonluk ülkenin gördüğü anlamına gelmez. Öyle olsaydı yerel turizm çok kalkınmış olurdu.

    • Genellikle bilindik ismi duyuldu yerler. Tabi biz Egeli olduğumuz için olabilir. Türkiye bazında bilinmeyen, görülmeyen olabilir.

    • Bunlar güzelliklerimiz, bazılarını çok iyi bildiğimizi düşünürüz ama bazılarına adım dahi atmadık, yerinibilmeyiz. Parası olanın bizim paylaşımlarımıza ihtiyacı yok. Onlar gider alırlar.

    • Bu güzelliklerin değerini bilmeliyiz. Daha çok insanımız görmeli. Gezerken çevreye özen gösterip, geleceğe ulaşmasını sağlayabilirsek, uygar bir toplumun fertleri olduğumuzu anlayabiliriz diye düşünüyorum.

NEDEN BİR YORUM YAZMIYORSUN?

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz