Lübnan, Doğu Akdeniz kıyılarında, yılın en soğuk ayında bile sıcaklığın 18-20 derecenin altına düşmediği cennet bir coğrafya. Diğer yandan da dünyanın kültür beşiği olacak kadar kadim bir coğrafya. İçinde hem Akdeniz, hem Arap hem de Avrupa kültüründen hoş tatlar barındıran bu güzel ülkede, eğlence, tarih, huzur ve çokça misafirperverlik var.
Renkli ve daima neşeli kafe-restoranları ve kültürel çeşitliliğini hemen ele veren cıvıl cıvıl sokaklarıyla Beyrut kesinlikle görülmeye değer. Beyrut’a yarım saat uzaklıkta bulunan ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan 7000 yıllık antik kent Baalbek (Byblos), tarih meraklıları için unutulmaz bir mekân.
Lübnan Gezilecek Yerler
Beyrut hariç Lübnan’da görülmesi gereken yerler, Lübnan’ın en güzel yeri olan Byblos haricinde, Meryem Ana heykeli ve panoromik Beyrut manzarasını sunan Harisa Tepesi, Jeita Mağarası, Tripoli şehri, Golan Tepeleri’nin eteklerindeki Bekaa Vadisi ve UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ndeki Baalbek derken Lübnan farklı destinasyonlar arayanlar için benzersiz bir ülke.
1. Beyrut
Beyrut, tam 7 kez tahrip edilip tekrar kurulan ve 500 bin yıllık bir tarihi olduğu düşünülen kadim bir kent. Tarih boyunca Roma, Bizans, Memluk, Osmanlı ve Fransız medeniyetlerini ağırlayan bu kent, başlı başına Lübnan’ın tarihi eseri. Tarih boyunca içerisinde birçok medeniyeti barındıran Beyrut’ta mutlaka görülmesi gereken yerleri Sursock Müzesi, René Moawad Bahçesi, Büyük Saray, Solider Meydanı, Güvercin Kayaları, Corniche, Al Omari Camii, Eski Saat Kulesi. 1853’te inşa edilen Büyük Saray, şehirdeki en önemli Osmanlı eserlerinden bir tanesi.
Sursock Müzesi
Sursock Müzesi, kentin Achrafieh Bölgesi’nde yer alan bir 19. Yüzyıl yapısı. Şehrin aristokrat Sursock Ailesine ait olan evin müzeye dönüştürülmesiyle hizmet veren Sursock, İtalyan, Venedik ve Osmanlı mimari izlerini taşıyor. 18, 19 ve 20. Yüzyıllara ait resim, heykel ve seramik çalışmalarından oluşan zengin bir koleksiyona sahip olan müzede çağdaş sanatçıların sergilerine de yer veriliyor.
Güvercin Kayaları
Güvercin Kayaları, Beyrut’un Rouche bölgesinde bulunan ve kentin imgelerinden olan doğal bir oluşum. Güvercin Kayaları mutlaka görülmeli! Lübnanlılar, bu iki kayanın gökten öylece düştüğüne inanıyor. Özellikle Güvercinler Kayası’nı gören kafelerde çok güzel bir manzara eşliğinde çayınızı içip gün batımını izleyebilirsiniz.
Al Omari Camii
Al Omari Camii, aslında 1153’te Hospitalier Şövalyeleri tarafından St. John adına yaptırılan bir kilise. 1291’de Memlükler tarafından camiye çevrilen Al Omari Camii’nin dış mimarisi kadar kubbesi, avizeleri ve tavan süslemeleri de kesinlikle görülmeye değer.
Beyrut Ulusal Müzesi
Beyrut Ulusal Müzesi (National Museum of Beirut) 1. Dünya Savaşı’ndan sonra toplanmaya başlanan eserlerle 1942’de hizmete açılmış ve Lübnan iç savaşı sırasında büyük tehlike atlatmış bir müze. 100 bin parçanın üzerinde eserin sergilendiği müze Finike, Mısır, Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden kalma pek çok tarihi eser yer alıyor.
Corniche
Corniche, Hamra Caddesi’nin sahil kesimi yani kordon boyu. Akşamları Corniche’in kordonunda yürümek Beyrutlular için gelenek haline gelmiş. Yürümekten yorulduğunuzda sahil kenarındaki kafelere oturup bir şeyler içebilirsiniz.
Hamra Caddesi
Hamra Caddesi, Müslümanların yaşadığı kesim. Beyrut Amerikan Üniversitesi’nin yer aldığı bölgede, farklı mimarinin yanı sıra alışveriş yapmak için uygun fiyatlı dükkanlar bulunuyor.
Zaitunay Bay
Zaitunay Bay, Corniche’in Eski Şehir Merkezi’ne yakın kısmında yer alan marina. Yürürken bir yanınızda deniz ve lüks yatlar, bir yanınızda lüks restoranlar ve onların arkasında yükselen ışıl ışıl binaların bulunduğu bir bölge.
Place de l’Etoile
Place de l’Etoile (Yıldız Meydanı), Downtown bölgesinin kalbi. 25 metre yüksekliğinde Saat Kulesi’nin tam ortasında yükseldiği meydan oldukça Avrupai. Solider Meydanı, Yıldızlar Caddesi ve Saat Kulesi’ni ziyaret ettiğinizde, Beyrut’un eski günlerine dönme çabasına şahit oluyorsunuz.
St. George Maronite Katedrali
St. George Maronite Katedrali, Beyrut’un en eski kilisesi olarak biliniyor. Yüzlerce yıllık ihtişamını korumak adına çok güzel restore edilmiş bir yapı.
Beyrut Çarşıları
Beyrut Çarşıları (Beirut Souks) da o ünlü “souk” geleneğinin Beyrut’ta vücut bulmuş hali. Rengarenk ve cıvıl cıvıl olan bu bölgede pazarların yanı sıra yüzlerce lüks mağaza da yer alıyor.
Beyrut’a yarım saat uzaklıkta bulunan, UNESCO tarafından korunan miraslardan biri olan 7000 yıllık antik kent Byblos (Baalbek)’u görebilirsiniz. Ayrıca Beyrut’tan Bekaa Vadisine, Suriye’ye, Tripoli ya da Sidon şehrine gitmek en fazla iki saat sürüyor.
2. Jeitta Grottoes ve Dog River
Jeitta Grottoes, Beyrut’a 20 km uzakta yer alan ve Lübnan’ın doğa harikası yerlerinden biri. 9 km, 2 katlı labirent galerilerden ve devasa sarkıt ve dikitler oluşan bir mağara. Alt katta bulunan nehirde, özel botlarla gezinti yapıyorsunuz. Üst katlarda bulunan galeride ise, mineral taşları görme şansınız var. Dog River ise, Beyrut’a 15 km mesafede yer alan ve içini kayıklarla gezebileceğiniz doğa harikası bir mağara, aklınızda bulunsun.
3. Harissa
Harissa, Beyrut’a 20 km uzaklıkta, yüksek tepelerden birine kurulmuş bir kilise ile Meryem Ana Heykeli’nden (Our Lady of Lebanon) ibaret olsa da özelliği çok yüksek bir tepede bulunması dolayısıyla şehri gören muazzam manzarası. 15 ton bronzdan yapılan ve 64 metre yüksekliğine sahip heykelin kaidesinde küçük bir şapel bulunuyor. Teleferikle ulaşılan tepede bol bol fotoğraf çekebilir ve çevredeki hediyelik eşya dükkanlarından alışveriş yapabilirsiniz.
4. Biblos
Biblos (Byblos/Baalbek) İncil’e ismini veren yer olarak biliniyor. Beyrut’a 35 km uzaklıkta bulunan, Asırlar boyunca Asur, Mısır, Yunan, Roma, Arap ve Osmanlı uygarlıklarının üzerinde yaşadığı bu topraklar dünyanın en eski yerleşim yeri. Biblos’ta, 4000 ila 5000 bin yıllık eski antik tapınaklar yer alıyor. Burada bulunan tarihi eserler, Hz. İsa’nın doğuşundan 4 bin yıl öncesine kadar uzanıyor.
4. Sidon
Sidon (Sayda), Beyrut’un 43 kilometre güneyinde yer alan antik kent. Tarihi MÖ 5. yüzyıla dek uzanan Sidon’da görülecek yerlerin başında özellikle sahilde yer alan ve 13. yüzyılda kıyadan açıkta bulanan adacık üzerine yapılan Sidon Kalesi geliyor. Yine 13. yüzyılda Haçlılar tarafından kilise olarak yapılmış ve Memlukler zamanında camiye çevrilmiş olan Ömer Camii’ni sahilde görmek mümkün. 1721 yılında Ali Ağa tarafından inşa edilmiş olan Osmanlı Sarayı Debbané Palace ziyaret edilmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Şehrin kalenin hemen arkasında bulunan sahil kesiminde bulunan surlarla çevrili Old Town bölgesindeki Han El Franji, Sidon’daki en önemli İslami eserlerden biri.
5. Beiteddine
Beiteddine, Beyrut’a 43 kilometre uzaklıkta bulunan Dürziler’in yaşam yeri. Beyrut Dağlarının eşsiz manzarası ve doğal güzelliklerine sahip olan bölge yakınlarında yer alan Alhamra’da ise, 18 ila 19. Yüzyıl yapımı bir saray, renkli mermerden mozaikler, lüks Türk hamamları ve harem daireleri yer alıyor.
6. Fakra
Fakra, Beyrut’a 55 km uzaklıkta yer alan ve Roma dönemi antik kalıntıları ile 1550 metre yükseklikte bulunan bir yerleşim yeri. Görkemli tapınak, sütun, anıt, anıt mezar gibi kalıntılarla doğal güzelliklerin ortasında yer alan bölgede bir de Faraya Kasabası yer alıyor. Burası ise, doğal elle yapılmış köprüsüyle ünlü.
7. Bekaa Vadisi, Baalbek ve Ksara
Bekaa Vadisi, Lübnan Dağları ile Suriye sınırında yer alan, genişliği 20 km, uzunluğu ise 200 km olan bir vadi. Beyrut’a yaklaşık 75 km uzaklıkta olan muazzam bir yer olan Baalbek’e ulaşmak için Bekaa Vadisi’nden geçiliyor. Yolda bir Ermeni yerleşimi olan Anjarı’da gezebilirsiniz.
Baalbek
Baalbek, Ortadoğu’nun en iyi korunmuş ve en büyük Roma İmparatorluğu kalıntıları olarak kabul ediliyor. Harabelerin en eski kısımlarının M.Ö. 1000’lerde inşa edildiği, ana tapınağın ise MÖ 60’ta yapılmaya başlandığı biliniyor. Jüpiter Baal Tapınağı, Büyük Mahkeme, Baküs Tapınağı ve Baalbek Tapınağı gibi pek çok kalıntının bulunduğu Baalbek UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde koruma altında bulunuyor. Harabelerin çıkışında dışarıda sergilenemeyen eserlerin bulunduğu çok güzel bir müze de var.
Ksara
İklim ve toprak özellikleri bakımından şaraplık üzüm yetiştirmeye elverişli olan Bekaa Vadisi’nin bu özelliği çok eski çağlardan beri biliniyor. Bölgedeki onlarca şaraphaneden en bilineni de Zahle kenti yakınlarındaki Ksara. 1800’lerde Cizvit rahipleri tarafından kurulan Ksara’da bağcılık kültürü Fenikelilere dek uzanıyor. Bölgenin altında Antik Roma yapımı mağaralar, günümüzde şarap mahzeni olarak kullanılıyor. Dilerseniz pek çok dil seçeneğine sahip rehberlerle de gezebileceğiniz mahzenlerde, şarap tadabilir ve satın alabilirsiniz.
8. Trablusşam
Trablusşam (Tripoli/Trablusşam), Lübnan’ın kuzeyinde yer alan, ülkenin ikinci büyük şehri. Beyrut Limanı’ndan hareket eden otobüslerle ulaşabileceğiniz Trablus, Beyrut’a 80 km uzaklıkta. 3500 yıllık tarihi geçmişiyle 160’a yakın medrese, cami, kervansaray, çarşı, anıt, mescit gibi sayısız tarihi dokuya ev sahipliği yapıyor. Antik Çağda önemli bir Fenike şehri olan Trablus, Pers, Roma, Arap, Haçlı ve Memluk idaresinde kaldıktan sonra 1516’da Yavuz Sultan Selim’im Mısır seferi sırasında Osmanlı topraklarına katılmış. Osmanlı Devleti sınırları içerisinde Trablus ismini taşıyan iki tane şehir olduğu için Osmanlılar Lübnan’daki bu şehre Trablusşam, Kuzey Afrika’daki şehre (günümüzde Trablus, Libya) ise Trablusgarp ismini vermişler.
Tell Meydanı, Tripoli’nin kalbinin attığı yer. Meydanda Osmanlı döneminde Sultan Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılı için yaptırdığı Saat Kulesi ve etrafındaki parkı gezebilirsiniz. 1294’te yapılan ve ilginç mimarisiyle dikkat çeken Mansuri Büyük Cami, Kapalıçarşı‘nın hemen içinde bulunan Sabuncu Han, Tripoli Kalesi, El Mina mutlaka görülmeli.
Diğer yandan Lübnan’ın sahip olduğu dört adacık, Trablus’un hemen açıklarında yer alıyor. Palmiye Adaları (Tavşan Adaları) olarak adlandırılan bu adalar UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor. Kamp yapılması ve ateş yakılmasının yasak olduğu bu adalar, yeşil kaplumbağalar ve ender görülen kuşların yaşam alanı olmasının yanı sıra, Roma ve Haçlı dönemlerine ait pek çok kalıntıya da ev sahipliği yapıyor.
9. Sur
Sur (Tyre), UNESCO tarafından koruma altında bulunan ve başkent Beyrut’a 83 km uzaklıkta yer alan bir yerleşim. Büyük İskender zamanında bölgenin en güzel en zengin kenti olan Sur’un her köşesi antik kalıntılarla dolu. Antik şehir içinde bulunan hipodrom ise bugüne kadar ortaya çıkarılan en büyük hipodrom olarak Lübnan kaynaklarında geçiyor.
10. Lübnan Dağları
Lübnan Dağları, ülkenin yaz ve kış turizminde oldukça önemli bir bölge zira, yalnızca dağlardan oluşmuyor. Kışın kış sporları merkeziyle dünyanın birçok ülkesiyle yarışan bölge yazın ise, Hristiyan kesimin serin yayla bölgesi.
Lübnan, resmi ismiyle Lübnan Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz kıyısında bir Arap ve Ortadoğu ülkesi olmasına ve pek çok kültür ile dini barındırmasına rağmen, politik dengenin kurulmasıyla, bölgenin en düzenli ve yaşam koşulları oldukça uygun olan ülkelerinden biri.
selamlar
ben Lübnan vatandaşım, Türkiyede, İstanbul şehrinde, İstanbul teknik üniversitesinde 1998 de Mimarlığımı bitirdim, bu güzel çalışmayı ve emeği geçen herkese en içten teşekkür ediyorum
ama bir notum var o da iklim ile ilgili, lübnanın en soğuk günleri örnek olarak beyrut şehrinde 2 – 3 derece görüldü ve kuzeye gittikçe daha iniyor 0 ra ve eksi bile olur trablus şehri gibi ve ortalama yazmak gerekiyorsa 8 – 13 derece değişebiliyor .
tekrar kolay gelsin ve iyi çalışmalar
Selamlar, Trablus şehrinde gezilecek yerler ile ilgili bir türlü gezi yazısı bulamadım. Lübnan’a geleceğim haftaya. Trablus ve Sidon’u da görmek istiyorum. Siz Trablus’da nereyi görmemi tavsiye edersiniz? antarktikakitasi@gmail.com
Burayı küçükken okuduğum yazarların hikayelerinden öğrenmiştim. Masal gibi bir ülke. Belki bir gün ben de gidebilirim.
Lübnan da en çok Sidon ve Baalbek antik kentlerini merak ediyorum. Yapıları gerçekten ilginç.