Timbuktu, Mali‘de yer alan bir Batı Afrika şehri, bir başka deyişle dünyanın en sonu. Timbuktu birçok Afrika imparatorluğunun egemenliği altında İslam biliminin merkezi olan, 25 bin öğrencinin bulunduğu üniversiteleri ve medreseleriyle 13. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar İslam’ın yayılmasında öncülük etmiş bir kent.

Kutsal Müslüman yazıtları seçkin alimler tarafından kullanılmak üzere Kahire, Bağdat ve Pers imparatorluklarından uzun yollar arşınlayarak Timbuktu’ya getirildi. İslam’ın astronomi ve matematikten tıp ve hukuka kadar birçok öğretisi burada el yazmaları olarak yazıldı ve arşivlendi. Bu eserlerin çoğu halen kentte bulunmakla birlikte, içlerinde çok iyi korunanlar kadar kötü durumda olanları da var.

Günümüzde, ziyaretçilerini geçmişinin gölgesinde mütevazı şekilde karşılayan Timbuktu’da, kentin en eski ve altın çağını yaşadığı dönemlerden kalma, çamur ve keresteden yapılmış 3 büyük camisi bulunuyor. 14 ve 15. yüzyıllara Djingareyber, Sankore ve Sidi Yahia Camiileri, aynı zamanda Barış Elçileri olarak da bilinen alimlerin de konutu olarak hizmet veriyordu.

Timbuktu’da birkaç yıl öncesinde UNESCO Dünya Mirası ilan edilen yerler, birkaç yıl sonra 1990’da tehlike altındaki Dünya Mirasları listesine eklendi. Ancak bu üç büyük cami için yapılan yoğun koruma çalışmaları sonunda, Timbuktu kendisini bu listeden 2005 yılında silmeyi başardı. Timbuktu, turistleri kendisine çekip daha iyi bir turizm geliri elde etmeye çalışırken geçmişini korumakta zorluk çekiyor. Cami etrafına yapılan yeni alanlar bölgenin Dünya Mirası Komitesi tarafından yakın takibe alınmasına neden oluyor. Sahra Çölü’nün hemen yanında olması nedeniyle acımasızca zarar veren çöl kumları da Timbuktu için bir tehdit oluşturmaya devam ediyor.

Timbuktu Gezilecek Yerler

Timbuktu Gezilecek Yerler

Niger Nehri’nin yanında, Kuzey Afrika savanasının Sahra’nın kumlarında kaybolduğu noktada yer alan Timbuktu’nun bulunduğu konum, aynı zamanda deve kervanlarının geçtiği ticaret yolunun da bir parçası. Halen önemini koruyan bu bölgede, çölden gelen tuzun değeri oldukça yüksek ve diğer kervan yüklerinde bulunan eşyalar şehrin altın çağını çağrıştırıyor. 16.yüzyılda Faslı istilacılar, alimleri şehirlerden sürmeye ve ticaret yollarını yavaş yavaş kıyılara doğru değiştirmeye başlamıştı. Şehrin önemi ve prestiji giderek azaldı ve alimler farklı farklı yerlere sürüldüler. Fransız sömürgesi ise 19.yüzyılın sonunda Timbuktu’nun eski ihtişamına önemli bir darbe daha vurdu.

Kur’an üzerine çalışmalar yapan Sankore Üniversitesi ve pek çok medresesi ile ünlü bir kent olan Timbuktu’nun birçok paha biçilmez el yazmaları, günümüzde farklı kişilerin ellerinde bulunuyor ve yıllardır gizli tutuluyor. Hatta bazılarının karaborsada kaybolması Timbuktu’nun o eski ruhunu tehdit eder hale geldi. Ufak da olsa kütüphane ve kültür merkezlerinin kurulması, bu değerlerin korunması konusunda bir umut vadetmeye başladı, halen de çalışmalar devam ediyor.

Timbuktu’da görülecek yerler denince kesinlikle, Timbuktu’nun üç ana camii olan Djingareyber, Sankore ve Sidi Yahia Camiileri ve medreseler öne çıkıyor.

1. Djingarayber, Sankora ve Sidi Yahya camiileri

Djingarayber Camii Timbuktu
Djingarayber Camii

Djingarayber, Sankora ve Sidi Yahya camiileri, Timbuktu’nun en değerli hazineleri. Sürekli restore edilmesine rağmen yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olan bu yapılar birbirine yakın konumda ve yürüme mesafesinde yer alıyorlar. Timbuktu’nun en büyük ve en etkileyici yapısı olan Djingareiber Camii, UNESCO Dünya Mirası Alanı. İslam’ın 15. ve 16. yüzyıllarda Afrika’ya yayılmasına yardımcı olan bu 3 camiiden biri olan Djingareyber Camii’nin minaresi, aynı zamanda kentin simge yapısı.

Mekke’ye döndükten sonra 1325’te Sultan Kankan Musa tarafından yaptırılan ve Ağustos 2007’den bu yana onarımı devam eden Djingareyber Camii’nin yanı sıra, Sankoré Camii de İslam’ın Mekke’deki en kutsal mekânı olan Kâbe’nin ölçümlerine göre, 1500’lü yılların sonlarında İmam Al Ajib tarafından restore edildi. İmam Al Aquib, aynı zamanda 1400’lerde inşa edilen Sidi Yahia Camii‘ni de restore etti. Sankoré’dan yürüyerek devam ettiğinizde karşınıza çıkan Sidi Yjia Camii’ni de mutlaka görün.

2. Sankore Üniversitesi

Sankore Üniversitesi Timbuktu

Kur’an üzerine yaptığı çalışmalar ile bilinen ve Timbuktu’da bulunan üç eski eğitim merkezinden biri olan Sankore Üniversitesi (Sankoré Medresesi), bu şehri ziyaret eden herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer. Sankore Üniversitesi’nin kökleri, MS. 989’da kurulan Sankore Camii’ne dek uzanıyor. 13-14.yüzyıllarda Müslüman dünyasında çok önemli bir yer haline gelen cami, yalnızca bir ibadet merkezi olmakla kalmayıp bir öğrenme merkezi haline geldi. 400-700 bin el yazması ile İslam dünyasının ve dünyanın en büyük kütüphanelerinden birine sahipti. Sankoré’de öğrenimin son seviyesi hâkim veya profesörün seviyesiydi. Krallar veya valiler Mali’nin önemli şehirlerine dağılan bu akademisyenlere danışarak kara verirdi.

3. Ulusal Ahmed Baba Dokümantasyon ve Araştırma Merkezi

Ulusal Ahmed Baba Dökümantasyon Araştırma Merkezi Timbuktu

Timbuktu’daki Ulusal Ahmed Baba Dokümantasyon ve Araştırma Merkezi, 1973’teki açılışından bu yana, tarihi el yazmalarının korunması ve yaygınlaştırılması yoluyla Sudano-Sahelian bölgesinin İslam tarihinin korunmasında hayati bir rol oynuyor. Merkez, Tombouctou Elyazmaları Projesi sponsorluğunda ziyaretçiler için seminerler düzenliyor. Merkezde, Arap hat yazıları, Afrika tarihi ve el yazması muhafazası gibi konulardaki seminerlere katılabilir, farklı bir kültürü keşfedebilirsiniz.

4. Timbuktu Etnoloji Müzesi

Timbuktu Etnoloji Müzesi

Timbuktu Etnoloji Müzesi (Musée Municipal de Tombouctou), Timbuktu’nun kurulduğu Bouctou’nun Kuyusu’nu içeren Sidi Yahiya Camii yakınlarında çok önemli bir yere sahip. Ayrıca, giyim eşyaları, müzik aletleri, mücevherat ve oyunların yanı sıra, ilginç sömürge fotoğrafları ve Tin-Techoun’daki eski kaya oymalarının resimlerini de içeren çeşitli sergilerin bulunduğu müzedeki eserlere benzer çok daha fazla eser, ne yazık ki çalınmış ya da yok edilmiş. Ziyaretçilere silahlar, süsler ve müzik aletleri de dahil olmak üzere çeşitli etnik gruplardan geleneksel öğeleri görüntüleme olanağı sunan etnografik müzeyi, müze personeli tarafından İngilizce anlatımlı turla gezmek mümkün.

5. Heinrich Barth’in Evi

Timbuktu’da ayrıca, Alexander Gordan Laing, René Caillié, Heinrich Barth, Oscar Lenz ve Berky gibi kente gelen ilk Batı kaşiflerin hepsinin korunmuş evlerini de görebilirsiniz. Heinrich Barth’in Evi ise müze olarak hizmet veriyor. Barth, 1800’lü yıllarda Afrika’yı ziyaret eden Avrupalı ​​kâşiflerden, Afrika kültürüne ve tarihine sömürgeleştirmeden daha çok ilgi duyduğu için öne çıktı ve Kuzey Afrika’nın ve Orta Afrika’nın çoğunu keşfetmek için epey zaman harcadı. Heinrich Barth, Timbuktu’da yerel hayat, gelenekler, kentin tarihi ve dili hakkında bilgi toplamış, Şeyh El-Baqqai’nin kişisel koruması altında, Arapça okumak ve yazmak için eğitildiği için bölgedeki İslam alimlerini ve hükümdarı ile ilişkilerini geliştirmişti. Heinrich Barth’ın Evi, EI-Baqqai tarafından Barth’a tahsis edilmişti. Müzede o tarihlere ait fotoğraflar, eşyalar, kâşifin yazıları ve çizimleri bulunuyor.

6. Grand Marché

Grand Marché Timbuktu

Timbuktu’nun merkezinde yer alan, her şeyi satan tezgahların ve dükkanların yer aldığı 2 katlı bir pazar olan Grand Marché’a yalnızca otantik bir alışveriş deneyimi yaşamak için değil, çatısından görünen muazzam Timbuktu manzarası için de gidebilirsiniz. Pazarın çatısı, Timbuktu’nun tamamı ve çölün oldukça ilginç manzarası için birebir! Yerel hediyelik eşyalar ve baharatlara ek olarak, deri ürünler de bol miktarda bulunuyor. Timbuktu, uzun zamandır Sahra’dan gelen tuz kervanları için bir uğrak yeri olduğu için, Grand Marche’da ham haliyle de tuz bulabilirsiniz.

Timbuktu’da ayrıca, kent merkezinden birkaç yüz metre uzakta, günbatım turlarına katılabilirsiniz. Günübirlik develerle, yalnızca gün batımını izleyebileceğiniz gibi, çöldeki tuz alanlarına 40 günlük yolculuk yapmaya bile gidebilirsiniz. Uçsuz bucaksız bomboş çölde katılacağınız turda, dünyanın en egzotik ve izole bölgelerinden birini görmüş olacaksınız.

Timbuktu’ya nasıl gidilir

Timbuktu Nasıl Gidilir

Timbuktu adı uzaklığın ardındaki yer olarak bilindiğinden şu anki çağda bile ulaşması zor bir yer. Mali’nin başkenti Bamako’dan 20 saatlik ve çoğu off-road olan yolla ulaşılabilen Timbuktu’ya, Air France ile Paris üzerinden aktarma yaparak Mali’nin başkenti Bamako’ya, buradan da kente geçebilirsiniz. Bir başka seçenek de Türk Hava Yolları ile Fas’ın başkenti Kazablanka’dan aktarma ile Bamako’ya ulaşabilirsiniz. Bamako’dan da yapacağınız bir iç uçuşla Timbuktu’ya geçebilirsiniz.

Fakat tamamı macera içeren bu ülkeye seyahat düşünürseniz yetersiz karayolundan dolayı tercih edilen araç cip. Bir kısmı çölde gerçekleşecek yolculuğunuzda hem halkın yaşam şeklini gözlemleme fırsatı bulur hem de unutamayacağınız gerçek bir Afrika deneyimi yaşayabilirsiniz.

Timbuktu’ya ne zaman gidilir

Tahmin edilebileceği gibi sıcaklıklar Sahra bölgesinde oldukça üst seviyelerde olduğundan, nisan-haziran arası ve eylül-ekim çok sıcak oluyor. Bot ile ulaşmak isteyenlerin akıllarında bulundurmaları gereken bir detay da sadece temmuz sonu ve kasım sonu yapılabileceği.

15 ve 16. yüzyıllarda İslam’ın Afrika’da yayılmasında önemli bir entelektüel ve ruhsal merkezi olan Timbuktu’da gezilecek yerlerden, kentin altın çağında yapılmış ve sürekli restore edilmelerine rağmen çöl tarafından yıkılma riski taşıyan Djingareyber, Sankore ve Sidi Yahya’yı mutlaka görün.

NEDEN BİR YORUM YAZMIYORSUN?

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz