Güney Afrika Cumhuriyeti ağırlıklı siyahi nüfusuyla birlikte, beyazlara, melezlere, Asyalılara, Müslümanlara, Hristiyanlara, Hindulara ev sahipliği yapan; resmi dil olarak on bir dili kabul eden ve çok kültürlü yapısıyla tıpkı Türkiye’yi andıran bir ülke. Ülkenin aynı zamanda yasama başkenti olan Cape Town da bu çeşitliliği barındırıyor.

Ülkenin para birimi ZAR (Güney Afrika Randı). Yaklaşık olarak Türk Lirası’nın beşte biri değerinde. İstanbul’dan Türk Hava Yolları’nın her gün gerçekleştirdiği seferleri ile yaklaşık on bir saatte direkt olarak ulaşılabilen ülkenin zaman dilimi de Türkiye ile aynı. Ancak Güney Yarım Küre’de olması nedeniyle mevsimleri bize göre tam ters olarak yaşanıyor.

CapeTown-Guney-Afrika

Yazar: Tuba Yener

Araba kiralayacaklar için trafiğin tersten aktığını belirtmek gerekir. Mümkünse şehre gitmeden, bilinen araç kiralama şirketlerinden otomatik vitesli araba kiralanması daha uygun olacaktır. Güvenlikle ilgili endişesi olanlar için şunu belirtmek isterim ki şehir gündüzleri oldukça güvenli bir yer, geceleriyse dikkat edilmesi gerekiyor. Bu nedenle araç kiralamayacak olan kişilerin ulaşımı güvenli taksi firmaları ile sağlaması yerel kişilerce tavsiye ediliyor.

Capetown-Ulasim

Henüz şehri ziyaret etmemiş kişiler için bir endişe unsuru olabilecek sivrisineklerle ya da başka bir hastalık tehdidi ile karşılaşmadığımızı ve herhangi bir önlem almadığımızı da belirtmek isterim. Hatta yolların, sokakların, hava alanının, umumi tuvaletlerin bile ne kadar temiz olduğuna şaşırabilirsiniz! İçme suyunu satın alsanız bile çay – kahve için , dişlerinizi fırçalamak için şehir suyunu kullanabilir, gönül rahatlığı ile dışarıdan yemek yiyebilirsiniz.

İlk vardığınızda bu insanlar nerede yaşıyor diye düşünmenize neden olan şehirde nereye baksanız dağ ya da okyanus manzarası sizi kucaklıyor. Dünyanın yeni yedi harikasından biri kabul edilen Masa Dağları için “şehrin neredeyse her yerinde” deyimini kullanmak yanlış olmaz. Bir başka deyişle, şehir Masa Dağlarının eteklerinde konuşlanmış.

Masa Dağ’ının tepesine çıkmak için en kolay yöntem Cable Car kullanmak. Bununla beraber hava koşulları, özellikle sis nedeniyle Cable Car her zaman açık olmayabilir. Dağa çıkmak için niyetlenmeden önce telefonla ulaşıp, çalışıp çalışmadığını teyit etmekte fayda var. Cable Car için biletleri internetten alıp sırada bekleme sürenizi biraz daha kısaltabilirsiniz. Dağın tepesine iki tane Cable Car hizmet veriyor ve ulaşım esnasında kendi içerisinde dönen platform ile hem çıkarken hem inerken 360 derece görüş açısı ve fotoğraf çekme imkanı sağlıyor. Masa Dağları ismi, dağın tepesinin dümdüz olması sebebiyle masaya benzetilmesinden geliyor. Yukarıya çıktığınızda üç yürüyüş parkuru var. En uzun yürüyüş parkurunun kullanılması halinde aktivite yaklaşık iki saate yakın vaktinizi alacaktır.

Her ne kadar her daim suyunun çok soğuk olduğu bilinse de tercih edenler için şehrin hemen içinde pek çok plaj bulunuyor. Bunlardan en meşhuru tabi ki Masa Dağları’nın eteklerinde yer alan Camps Bay. Mevsiminde büyüleyici Masa Dağları manzarasında kendinizi serin sulara bırakabilirsiniz. Tabii serin suların yanında Büyük Beyaz’lara karşı bir sempatiniz de varsa!

camps-bay-beach-Capetown

Camps Bay’a çok yakın mesafede yer alan Hout Bay plajından kalkan feribotlarla fokları görmek için Seal Island’a gidilebiliyor. Penguen Adası ve Ümit Burnu da aynı güzergahta olması nedeniyle aynı güne planlanabilir. Hatta bu bölge Cape Peninsula adıyla anılıyor.

Mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir başka durak ise Masa Dağları’nın iç taraftaki eteklerinde konuşlanmış, 528 hektar alana yayılmış ödüllü Kirstenbosch Botanik Bahçesi. Bahçede on binden fazla çiçek ve ağaç türünün olduğu biliniyor. Kirstenbosch, ziyaret etmek isteyenler için devekuşu çiftliklerine de çok yakın mevkide.

Waterfront-Capetown

Waterfront bölgesi şehrin en turistik çarşısı. Burası otellerin, müzelerin, alışveriş merkezlerinin, restoranların, eğlencenin olduğu gece 23.00’e kadar açık ve sıkı güvenlikle korunan; ulaşımı kolay, park problemi olmayan bir marina bölgesi. Hafta sonları tabiri caizse adım atacak yer olmuyor. İçinde en ilgi çekici yerlerden biri hem dünya hem yerel mutfak yemeklerini tadabileceğiniz Food Market. Food Market’in hemen yanında kermes yerine benzeyen, içindeki her şey el yapımı olan Watershed kulübesi var. Hediyelik eşya bakmak için mutlaka görülmesi gereken bir yer. Watershed’den çıktıktan bir kaç adım sonra İki Okyanus Akvaryumu’na gidebilirsiniz. Burada hem Atlas hem Hint okyanusunda yaşayan en küçük deniz organizmalarından tutun, köpekbalığına kadar her türlü deniz canlısını görebileceksiniz.

Şehrin en meşhur müzeleri Robben Island Müzesi, Iziko Güney Afrika Müzesi, District Six Müzesi, Bo-Kaap Müzesi olarak sayılabilir. Bo-Kaap, rengarenk evlere sahip bir Müslüman mahallesi aynı zamanda. District Six, bir kilisenin içinde yer alan siyahi kölelerle ilgili bir müze. Izıko Müzesi ise Afrika’nın önemli arkeolojik ve zoolojik eserlerinin sergilendiği bir yer.

Yemek konusunda neredeyse dünya zincir restoranlarının tümünün yer aldığını söyleyebilirim. Bu kadar çok okyanus olan bir yerde kaçınılmaz olarak denizden çıkan her şey yeniyor. Mutfağında son derece zengin bir deniz mamulleri çeşitliliği mevcut. Bununla birlikte timsah, antilop, ceylan, devekuşu ve tabii ki de domuz eti tüketimi de mevcut. Tabakların çok doyurucu olduğunu ve son derece göze hitap ettiğini de eklemek isterim. Güney Afrikalılar, yemeklerinde bol baharat kullanmayı seviyorlar. Yeme ve içme konusunda çok ekonomik fiyatlara, keyifle hatırlanabilecek bir şehir burası.

Yaşamayı ve yaşlanmayı dileyeceğim şehirler arasında üst sıralara yerleşen bu güzel şehrin tadına varmanız için ilham olmayı başarabilmişimdir umarım.

NEDEN BİR YORUM YAZMIYORSUN?

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz