Dublin, parıl parıl, canlı ve sürekli artan çok kültürlü kozmopolit nüfusuyla yeni dünyaya göz kırpıyor. Yeni kafeler ve barlar örme taş caddelerde açılıp antik mücevher dükkanları, butikler ve restoranlarla birleşiyor. Nehrin kıyısında kurulan barlar, restoranlar ve küçük apartmanlar da daha güzel bir hava katmış.
İrlanda, Avrupa’nın kuzeyinde bulunan büyük bir ada olarak biliniyor. Çok sayıda adayla çevrili olan yer, İrlanda Denizi ile Britanya’dan ayrılıyor. İrlanda’nın başkenti olan Dublin, nüfusun %25’ine sahip olarak adanın en büyük kenti özelliği taşıyor. Burası ayrıca, doğal güzellikleriyle tanınan ülkenin idari, ekonomi ve kültür başkenti olarak da adını duyuruyor. Dünyaca ünlü edebiyatçıları ve edebiyatıyla tanınan kent, yetiştirdiği ünlü müzisyenler sayesinde, Avrupa’nın en eğlenceli partilerine de ev sahipliği yapıyor.
İrlanda’nın Başkenti: Dublin
Tarihi 18. yy’a kadar dayanan kent, dönemin sonlarında altın çağını yaşayarak Britanya’nın en önemli şehirlerinden biri haline geliyor. Günümüzde George dönemi mimarisiyle bu izleri taşıyan yer, gri tonlu gökyüzüne rağmen gezginlerin ilgisini çekerek onları keşfe davet ediyor.
Adı İrlandaca siyah havuz anlamına gelen Dubh Linn kelimelerinden türeyen kıyı kenti, tarih boyunca limanıyla öne çıkma fırsatı buluyor. Ekonomik açıdan kendini geliştiren şehir, modernleşerek en büyük turistik yerlerden biri haline dönüşüyor. Tarihini ve doğal güzelliklerini korumayı başaran Dublin, otantik havasıyla görenleri büyülüyor.
Ancak 1930’lardan sonra yayılan çarpık kentleşme buranın tarihi büyüsünü gölgelese de Dublin, sıcak ve samimi insanlarıyla bu durumu telafi ediyor. Yaklaşık 1,000 yıllık binalar, müze ve kiliseleriyle tüm zenginliğini gözler önen seren şehir, tasarım otelleri ve birbirinden güzel restoranlarıyla da modern dünyaya uyum sağlamayı başarıyor.
Dublin Gezi Rehberi
Kent merkezinde bulunan Liffey Nehri, bu nehrin iki yakasını birbirine bağlayan 1816’dan beri kullanılan Ha’penny Köprüsü, Dame Caddesi, Westmoreland Caddesi ve Fishamble Caddesi, Guinness Birası hakkında her şeyin öğrenilebileceği Guinness Store House, şehrin en yeşil alanı olarak bilinen St. Stephens’ Green, Oscar Wilde’ın 1855-78 yıllarında yaşadığı evin bulunduğu Merrion Square ise şehirde gezilecek diğer yerler arasında.
Farklı yerler keşfetmeyi sevenlerin ilgisini çekecek bir diğer yerse, şehrin en fazla ziyaret edilen bölümü olan Glasnevin Mezarlığı.
Dublin Gezilecek Yerler
Adeta kutu gibi bir plana sahip bu şirin ve sempatik kentte görülecek birçok yer bulunuyor. Oscar Wilde, Bram Stoker ve Roddy Doyle gibi ünlülerin mekanı olan bu şehirde muhteşem Gürcü mimarisi eseri edebiyat müzeleri ve kütüphaneleri bulunuyor.
Christchurch Katedrali, Dublin’in en eski ve önemli yapısı olarak görenleri büyülüyor. 1030’da inşa edilen yer, birbirinden orijinal el yazmaları, gümüş eşya ve tarihi eserleri bünyesinde barındırıyor.
Feodal dönemden kalan ve akarsu hendeğiyle çevrili tek İrlanda kalesi olan Drimnagh Kalesi, tüm ihtişamıyla enfes fotoğraflara imkan sunuyor. Dublin Kalesi, Aras an Uachtarain (Başbakan İkametgahı) ve Whitefriar Caddesi Kilisesi, burada görülmesi gereken yerler listesinde bulunuyor.
Kültür ve sanat dolu bir gün geçirmek isteyenlerin favorisi olan milli tiyatro binası Abbey Theatre veya tarihi Galety Theatre, sahnelediği tiyatro, opera, dans, bale ve müzikal gösterileriyle gelenlere keyifli saatler sunuyor.
1. Trinity Koleji
Dublin’in en anıtsal mimarileri Trinity Kolejinde bulunuyor. Avrupa’nın en eski üniversitelerinden biri ve Batı Yakası kemerinden girdiğiniz zaman kendinizi zarif 18. ve 19.yy’a ait binalar arasında bulacaksınız. Bunların başında dünyaca ünlü üniversitesi Trinity College ve buranın içindeki Old Library var. Çoğu halka açık ve içinde 4 milyondan fazla kitap olan Eski Kütüphane’yi mutlaka ve mutlaka ziyaret etmelisiniz. Eski el yazmaları ve kitapların bulunduğu Long Hall ve girişteli Book of Kells sergisi oldukça etkileyici.
2. İrlanda Ulusal Müzesi
3. Ulusal Galeri
Ulusal Galeride en etkileyici İrlanda sanatının yanında muhteşem İspanyol, Fransız ve Hollandalı sanatçıların eserleri bulunuyor. Bunun yanında İrlanda Ulusal Müzesi’nin ise 3 muazzam koleksiyon bölümü bulunuyor; arkeoloji, doğal tarih ve dekoratif sanatlar.
4. Dublin Kalesi
Dublin Kalesi’nin tarihi 13.yy’a kadar dayanıyor ve o yıllarda İngilizlerin karargahı olarak kullanılıyordu. Ancak şu anda o dönemden bu güne pek fazla bir şey kalmadı, şu anda bulunan her şey 18.yy’da yapılmış.
5. Ortaçağ Hristiyan Katedrali
Daha da eski olan Ortaçağ Hristiyan Katedrali aslında bir Viking Kilisesi ve Gotik iç mimarisiyle İngiliz adaları arasında bulunan en büyük katedral.
6. St. Patrick Katedrali
St. Patrick Katedrali, ülkenin en büyük kilisesi.
7. Guinness
8. İrlanda Modern Sanat Müzesi
Eski bir hastanenin yerine kurulmuş olan İrlanda Modern Sanat Müzesi, İrlandalı ve uluslararası sanatçıların resim, heykel gibi eserlerini sürekli olarak sergilerken çok büyük geçici sergiler de düzenliyor.
9. Temple Bar
Temple Bar, Dublin’in en meşhur parti merkezi. Temple Bar artık eski havasında olmasa da, bölge birçok son moda butikler ve mobilya mağazalarıyla doldu. Günün her saati yemek içmek ve eğlenmek için canlı ve renkli bir yer. Grafton Caddesi geldiğiniz yerdeki mağaza zincirlerinin birebir aynısı olmasına rağmen halen şehrin ana alışveriş bölgesi olarak kullanılıyor. Dublin’in olmazsa olmaz olan Guinness birası ve barları şehrin en büyük etkinlik bölgesi ve sokak ruhunu yaşatmaya devam ediyor.
10. Phoenix Park
Tüm bu gezilerin sonunda Phoenix Park’a yani Dublinlilerin eğlenip dinlenmeye gittikleri Avrupa’da ki en büyük parka gidin.
Tarihi binaların ve fotojenik köylerin yanı sıra Dublin pek çok güzel parka da sahip. Güzelliğiyle görenleri etkisi altına alan bu yemyeşil parklar, çok sayıda canlı kültürünü barındırıyor. Blessington Caddesi’nde bulunan Dublin’in Gizli Bahçesi, kentteki yabani hayatın en güzel bölümünü oluşturuyor. Buranın dışında, özel mülkiyet olan Fernhill Bahçeleri; park alanları, ormanlık alanlar ve su bahçeleriyle mükemmel bir görünüme sahip.
Adanın bir diğer önemli yeşil alanıysa, 1795’te kurulan ve Glasnevin’de bulunan Ulusal Botanik Bahçeleri. Burası, büyük havuz, taş bahçe, öğrenci bahçesi ve çeşit çeşit dekoratif bitkileriyle görenleri kendine hayran bırakıyor. Parklara ek olarak ailelerin en çok ziyaret ettikleri yer olan Dublin Hayvanat Bahçesi, zürafaları zebralar, gergedanlar, su aygırları, şempanzeler gibi çok sayıda farklı türde hayvana ev sahipliği yapıyor.
Dublin Kulesi, 120 metre uzunluğunda iğneye benzeyen ve hiçbir anlamı olmayan bir yapı ancak şehrin ekonomik olarak yeniden dirilmesini simgeliyor. Şu an itibariyle dünyanın en uzun heykeli.
Dublin yeme ve içme
Dublin’i çekici yapan bir diğer özelliğiyse, leziz mutfağı. Yerel lezzetlerle birlikte dünyanın her yerinden lezzetlerin sunulduğu kent, çok sayıda restorana sahip. Şehrin birçok bölgesinde bulunan küçük publar ise İrlandalıların içmeyi sevdikleri “siyah bira”yı denemek için birebir.
İrlanda mutfağı pek de en mükemmel seçim olmayabilir ancak modern şefler eskiye nazaran çok daha başarılı işler çıkartabiliyor. Dublin’de bir akşam yemeği yemenin bir diğer artısı da bu, yemek yerken beklentilerinizin hayli üzerinde keyif alabilirsiniz.
Temple Bar bölgesinde, “İrlanda Kahvaltısı” da en çok tercih edilen menülerden. Saint Stephen Green’de bulunan şarap barları ise barındırdığı kaliteli ve çeşitli şaraplarıyla turistlerin en gözde duraklarından biri. Günbatımında ise South Wall’da bulunan Poolbeg deniz fenerinin etrafındaki alanda yürüyüş yaparak körfezin muhteşem manzarasını izlenebiliyor. Sahil şeridi ayrıca nefis balıkların da tadına bakılabilecek çok sayıda güzel mekana sahip.
Garip bir şekilde Dublin’in restoranları hem Londra hem de Paris’den çok daha pahalı. Bunun bir sebebi vergilerin yüksek oluşu, bir diğer sebebi ise son birkaç yılda kalitenin bir hayli artmış olması olabilir. Mutlaka verdiğiniz paranın karşılığını alacaksınızdır ancak siz yine de daha ucuz bir yol arıyorsanız bütçenize uyacak birçok yer de bulunuyor.
Dublin’de alışveriş
İlk olarak en meşhur sokak olan Grafton Sokağına gitmelisiniz. Kaliteli dükkanları sizi çekebilir ama Brown Thomas’da aynı şekilde. İrlandalı tasarımcıların ve ürünlerin sergilendiği bir kurum ama Prada ve Chanel gibi uluslararası markaları da bünyesinde bulunduruyor. Sokağın hemen karşısında BT2 var, daha genç ve trend bir market. Gençlerin rağbet ettiği markalar burada bulunabiliyor ve bu yüzden Paris Hilton “Heriess” parfümünü burada tanıttı. Sokağın en tepesinde Stephen Green, 3 katlı modern bir alışveriş merkezi bulunuyor.
Grafton’ın dışında kalan sokaklarda ise daha ufak kitapçılar ve hediyelik eşyaların bulunduğu dükkanlar bulunuyor.
Hediyelik bölümüyle daha fazla ilgileniyorsanız, George’s Street Arcade binasına gidebilirsiniz. Etkileyici Viktorya dönemine ait binada eski kitaplardan, mücevheratlara ve eski tarz elbiselere ulaşmak mümkün.
Antikayla ilgiliyseniz şayet, Francis Caddesi ilk sırada olmalı. Etrafında da benzer dükkanlarda bolca bulunuyor ve bu da Dublin’i Avrupa’nın en iyi antika alışveriş bölgesi yapıyor. Uyarmakta fayda var, bulduklarınız kesinlikle ucuz olmayacaktır.
Diğer havalı tasarımlar için, Cumartesi günü eğer orada bulunacaksanız Cow’s Lane Market’ine gidebilirsiniz. Her türlü alternatif ve yaratıcı gençlere özgü moda tasarımlarına ve el yapımı orijinal ürünlere ulaşabilirsiniz.
Dublin’e nasıl gidilir
Havaalanından bineceğiniz AirLink otobüsüyle yaklaşık 30 dakikada merkezde olabilirsiniz. Ancak trafiğe bağlı olarak taksi daha hızlı bir seçim olabilir ve yaklaşık 20-30€’ya gelecektir. Sonrasında şehrin bir tarafından diğer tarafına kadar yürüyebilirsiniz ancak toplu taşıma kullanmak isterseniz hafif tramvay sistemi olan LUAS’ı kullanabilirsiniz.
Dublin, İrlanda’nın oldukça eskilere dayanan tarihini ve farklı kültürünü yakında görmek, muhteşem doğal güzelliklerine şahit olmak ve tarihi dokusunda kaybolmak isteyenlerin beğenisini kazanıyor. Renkli ve canlı kişiliklerinin yanı sıra misafirperver olan halk, gelenlerin anılarına neşe katıyor.